Büyükşehir Belediyesi Yönetimi Değişti Rant Zihniyeti Değişmedi

Ankara Büyükşehir Belediyesi‘nin (ABB), Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) arazisinden geçecek “Bilkent-İncek Çevre Yolu Çevre Yolu Bağlantısı” projesi, kent gündeminin odağında.

2017 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın onayladığı planlardan sonra Melih Gökçek yönetimi, gece saatlerinde ODTÜ ormanlarına girip hektarlarca ağacı katletmiş; meslek odalarının açtığı davalar sonucu bu talan durdurulmuştu.

ABB‘nin yeni yönetimi ise 30 Temmuz 2021 tarihinde duyurulan ve 25 Ağustos 2021 tarihinde düzenlenen ihale ile Eskişehir Yolu ve Ankara-Niğde Otoyolu‘nu birbirine bağlayan 11,8 kilometrelik yol yapım projesini tekrar yürürlüğe koydu.

İhaleyi, 39 milyon 344 bin lira ile Haslan İnşaat Mühendislik Enerji Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş ve Diyarbakır merkezli Diyarsur Nakliye Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş aldı.

Bir yılda tamamlanması düşünülen projenin planlanan bitiş tarihi 14 Ekim 2022 Cuma günü.Ancak ODTÜ bileşenleri ve kent savunucuları, projeyi yaptırmamakta kararlı. Projenin Mansur Yavaş döneminde yeniden başlatılmasına karşı itirazlar yükselirken öğrenciler de bu projeye dur demek için 27 Temmuzdan bu yana nöbet tutuyor.

"Projeden önce araziler satıldı"

Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 2021 yılında 34; 2022 yılında ise 31 taşınmazı 4046 sayılı Kanun hükümleri kapsamında ihale yolu ile hazine arazileri satışa çıkarıldı. Satışa çıkarılan arazilerin bir kısmı ODTÜ çevresinde.

Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde satışa çıkarılan arazilerde İncek, Taşpınar, Kızılcaşar gibi mahalleler öne çıkarken Çankaya ilçesine bağlı Alacaatlı, Söğütözü, Yıldızevler,İlker, Umut, Beytepe, Dikmen, Küçükesat, Hilal, Maltepe mahallelerinde bulunan araziler de hazine tarafından satışa çıkarıldı.

Projeyle Ankara’nın trafik sorununun çözülemeyeceği, ekolojik yapıya daha fazla zarar verileceğini ve kampüs bütünlüğünün bozularak ranta açılacağı gibi pek çok gerekçe ile projeye karşı çıkan meslek örgütleri ve nöbet tutan ODTÜ’lüler durum değerlendirmesi yaptı.

"Gökçek döneminde iptal edilen planlar Yavaş döneminde onaylandı"

ODTÜ Yolu ile ilgili Büyükşehir Belediyesi’nin mahkeme kararlarını uygulama biçiminin doğru olmadığını ifade eden Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Sekreteri Ömer Dursunüstün, mahkemelerin benzer birçok ulaşım kararının, hazırlanan imar planları değişikliklerinin iptallerinde, “Ulaşım Ana Planı olmadan, parçacıl karar verildiği” gerekçesini hatırlattı.

Ulaşım yatırımlarının bütüncül bir üst ölçekli plan ve ana planın yönlendirmesiyle belirlenmesi gerektiğine dikkat çeken Dursunüstün, şöyle devam etti:

“Büyükşehir Belediyesi’nin kararlarına karşı açtığımız yüzlerce dava ve iptal kararları var. Mahkeme kararları uygulanacaksa, iptal gerekçelerinin giderilmesi gerekir. Ancak görüyoruz ki Mansur Yavaş yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi, Gökçek dönemine ait ve rantla ilişkisi artık açık olan bu ulaşım kararlarını hayata geçirmeye kararlı. Sadece birkaç mahkeme kararını seçip “mahkeme kararları uygulanıyor” algısı yaratması doğru değil.

En çok bilinen alanlardan Atatürk Orman Çiftliği’nde (AOÇ), YDA-Demirkafes’te, Ulus’ta ve Ankara’nın hemen her yerinde iptal kararlarımız var. Ancak bmahkeme kararlarını uygulamak şöyle dursun, bunlara rağmen birebir aynı planlar onaylanmakta. Gökçek döneminde iptal edilen onlarca plan, mükerrer şekilde yeni dönemde de onaylandı, onaylanıyor.”

"Plan en başından bilimsel değil"

Herhangi bir planlama çalışmasında derelerin, vadilerin, orman ve tarım alanlarının, sit alanları gibi korunması gereken alanların eşik olarak belirlendiğinin altını çizen Dursunüstün, “ODTÜ ve benzer şekilde AOÇ arazilerindeki ulaşım kararlarına bakıldığı zaman bu alanların sanki boş/rezerv alan olarak değerlendirildiğini görüyoruz” dedi:

“Ulaşım kararının hayata geçirilmesiyle parçalanacak olan bu alanların çok hızlı bir şekilde tahsisler, özelleştirmelerle sermayeye aktarıldığını, yapı adalarına dönüştüğünü de biliyoruz.

" Ankara’nın bir vizyonu var mı?"

Dursunüstün, “Bu yol neden ODTÜ’den geçiyor?” veya “ODTÜ’den geçmese olmaz mı?” gibi soruların, bilimsel yaklaşımdan oldukça uzaklaşıldığını ve durumun kanıksandığını gösterdiğini belirterek şöyle dedi:

“Öncelikle “Ankara’nın bir vizyonu ve amacı var mı? Buna yönelik bir planı var mı? İklim krizinin etkileri başta olmak üzere, Ankara’yı hangi senaryolar bekliyor ve yerel yönetimler bunun için neler yapıyor?” gibi soruları tartışıyor olmamız gerekirken; bir yanlış karar daha olan Niğde otoyoluna bağlanmak için orman alanının katledilmesini, bölünen kısmının ise kısa sürede ranta konu edilmesini sessizce kabullenip, “en azından ormanın kenarından geçebilir mi“ şeklinde, oldukça geri noktadan bir tartışma yürütüyoruz.

Odamız ABB’ye alternatif bir yol önerisi sunmamıştır. Ulaşım kararlarının, bütüncül bir ulaşım ana planı çalışması, analizleri, alternatifleri ve önerileriyle bir arada değerlendirilerek belirlenmesi gerekmektedir.

Nereden, hangi analizler doğrultusunda ortaya atıldığı bilinmeyen, bilimsel hiçbir arkaplanı olmayan bir ulaşım kararına alternatif düşünmek, Büyükşehir’in sürdürdüğü bu bilimden uzak tavrı meşrulaştırmak anlamına gelecektir.

Aynı zamanda bu, uzun yıllardır ülkemizde ve en çok da Ankara’da sürdürülen özel araç sahipliliğine dayalı kent içi ulaşım politikalarının da bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Büyükşehir’in bir vizyonu olmalı ve bu doğrultuda bilimsel çalışmalar neticesinde belirlenecek ulaşım kararları ise, toplu taşımayı, toplu taşımada konforu, çevre ve yaşam kalitesini önceleyen bir politika ile belirlenmelidir.

"Rant değeri yüksek projeler tekrar onaylanıyor"

Gerek Gökçek döneminde gerekse yeni ABB yönetiminde, oda olarak iptal ettirdikleri, yürütmesini durdurdukları ve dava süreci devam eden projelerin bilgisini paylaşan Dursunüstün,”YDA-Demirkafes ve Sinpaş Altınoran en bilinen örneği olduğu için onları anmak gerekiyor” dedi:

“Gökçek döneminde iptal kararlarına rağmen yapımı tamamlandı. Mansur Yavaş yönetiminde ise iptal edilmiş YDA planı 8’inci kez onaylandı ve davalarımız neticesinde tekrar iptal edildi; ardından 9’uncu kez yeniden onaylandı. İncek, Alacaatlı, Dodurga bölgelerinde de parçacıl parsel bazında onaylanan plan değişikliklerine açılan davalarda iptal kararları gelmiş olmasına rağmen inşaat faaliyetleri hızla devam etti ve birçoğu tamamlandı.

Diğer taraftan İmrahor Vadisi, Dikmen Vadisi gibi artık korunmasının önemi tartışılamayacak olan alanlarda dahi iptal kararlarına rağmen yapılaşmayı artıran imar planları yeniden onaylandı.

Mevcut yapı ve nüfus yoğunluğunu artıran, henüz yapılaşmamış alanlarda ise yüksek yoğunluk kararlarıyla rant değerlerini artıran imar planları, iptal kararlarına rağmen bu dönemde de yeniden onaylanmaktadır.

Kaynak:Yeşil Gazete