Dünya Kadınlar Festivali'nde 1000 Kadın Bir Araya Geldi.
British Council tarafından Beykoz Kundura ortaklığı, Birleşik Krallık merkezli WOW Vakfı iş birliğiyle hayata geçirilen festival, sohbetler, atölyeler, performanslar, film gösterimleri, mentorluk seansları, yemek ve müzik ile kapsayıcı bir platform sunarak sanatın toplumsal cinsiyet eşitliği algısı üzerindeki olumlu etkisinden güç alan yaratıcı topluluklar ve yaratıcı sektörlerde çalışan profesyonelleri katılımcılarla buluşturdu.
Sanatın özgün bakış açıları kazandırma gücüne dayanarak kültür ve sanat alanını sivil toplumla bir araya getiren, kadın ve kız çocuklarını kutlayan, karşılaştıkları güçlükleri görünür kılan iş birliklerini teşvik etmeyi hedefleyen WOW-Dünya Kadınlar Festivali İstanbul, üçüncü edisyonu ile kentin kültür-sanat hayatına yön veren ve İstanbul’un en önemli endüstri mirası yapılarından olan Beykoz Kundura’da 1000’i aşkın katılımcıyı bir araya getirdi.
İki güne yayılan ve ‘geleneksel’ sanat mekanlarının dışına çıkarak izleyicileri çeşitlendirmeye ve yaratıcı alanların kapsayıcılığını ve erişilebilirliğini destekleyerek yeni küratoryel sesleri geliştirmeye odaklanan festival boyunca; sohbet, atölye, performans, yemek, müzik ve mentorluk yoluyla sanatın toplumsal cinsiyet eşitliği algısı üzerindeki olumlu etkisinden güç alan yaratıcı topluluklar ve yaratıcı sektörlerde çalışan profesyoneller, izleyici ile buluşma fırsatı yakaladı.
2 Mart Cumartesi günü Esra A. Aysun ve Beykoz Kundura Sanat Direktörü S. Buse Yıldırım’ın sunumu ve Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu Kenan Poleo, British Council Türkiye Direktörü Gill Caldicott ve WOW Vakfı’nın Yetkili Müdürü Colette Bailey’nin açılış konuşmaları ile başlayan WOW İstanbul, Türkiye’de canlı olimpiyat anlatımı yapan ilk kadın spiker Nihan Cabbaroğlu’nun Women in Football yöneticisi Ebru Köksal ile ‘Sporda Kadın Deneyimi’ başlıklı açılış söyleşisi ile devam etti.
Açılışı konuşmasında WOW İstanbul Küratörü ve British Council Sanat Direktörü Esra A. Aysun “2019 yılından bu yana gerçekleştirdiğimiz tüm WOW Festivallerini Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’nun her yıl gittikçe artan rakamlarına rağmen büyük bir inanç, tutku ve kapsayıcılıkla katılımcılarımızın erişilebilirlik ihtiyaçlarını gözeterek hayata geçirdik. Dayanıklılıklarını dayanışmadaki başarıları toplumsal hareketlere ilham veren kadınların hikayelerini dinleyerek birbirimizden öğrendik. Bir kez daha bu ses ve görünürlüğe, WOW İstanbul Festivali’nin yaratıcı metodolojisi ile sizlerle açacağımız için gurur duyuyoruz.” ifadelerini kullanırken, Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu Kenan Poleo da “Türkiye’deki oldukça güçlü ve yetenekli kadınların ve kız çocuklarının başarılarını dinlemekten büyük keyif aldım.” dedi.
‘Sporda Kadın Deneyimi’ başlıklı açılış söyleşisinde sporun kendi hayatlarındaki yerini, toplumsal ve kültürel olarak sporun kadın güçlenmesindeki rolünü ve toplumsal cinsiyet açısından spor dünyasının şu anki durumunu değerlendiren Women in Football yöneticisi Ebru Köksal; “O top peşinde koşarken belki de yoğunlukları ve başka sebeplerden dolayı hiçbir zaman bir araya gelemeyecek insanlar bir araya geldi. Ve bir şeyler başarmanın keyfi, oynama isteği ve hırsı da bambaşka bir birliktelik yaratıyor kadınlar arasında.” ifadelerini kullandı.
Alanında fark yaratmış birbirinden farklı deneyimlere sahip kadın profesyonellerin günümüzün sosyo-politik meselelerine, kadın hareketi merceğinden kendi hikayelerini paylaştıkları tartışmalara ev sahipliği yapan WOW Büyük Fikirler bölümü kapsamında; Anadolu Kültür’ün Direktörü Asena Günal’ın WOW Rio’dan Renata Peppl ve Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı gönüllülerinden Eda Sevinin ile bir araya geldikleri ‘Kapitalizmin Kıskacında Feminizm ve Kesişimsel Mücadele: Rio’dan İstanbul’a Farklı Deneyimler’, gazeteci Duygu Demirdağ’ın, Gaziantep Kırkayak Kültür Dom Araştırmaları Merkezi Direktörü Zühal Gezicier, Defne Kadın Kooperatifi Başkanı Nesrin Deli ve AÇEV bünyesinde kadınların güçlenmesini hedefleyen çok sayıda projede aktif olarak yer alan Eşitliğe Değer Direktörü Meltem Cantürk’ü bir araya getiren ‘Felaketler Çağında Kadın Dayanışması’ ve British Council Toplumsal Cinsiyet ve Kapsayıcılık Müdürü Gillian Cowell, Kenya ekibinden Alice Wekesa, Hindistan ekibinden Deepa Sundara Rajan ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan avukat İpek Bozkurt’un katılımıyla gerçekleştirilen ‘Yol Ayrımında Kadın Hakları’ oturumları katılımcıların yoğun ilgisiyle gerçekleştirildi.
Kadın+lara hiyerarşiden uzak, mansplainingden arınmış, özgür bir sahne sağlamaya çalışan feminist bir kolektif olan Kadınlarla Jam sahnesi ile müzikle ilgilenen, şarkı yazan yarı profesyonel ve profesyonel tüm kadın+lara açık, kapsayıcı bir alan sunan WOW Açık Sahne, katılımcı kadınların kendi bestelerini ya da sevdikleri şarkıların uyarlamalarını çalabildikleri ve doğaçlama yapabildikleri her dilde ve türde müziğe, kendini kadın olarak tanımlayan her müzisyene açık olarak gerçekleştirildi.
Şehirdeki kadınların seslerini müzikle duyurmaya bu sene de devam eden WOW İstanbul Festivali, Kreşendo (eski adıyla Beats by Girlz Türkiye) tarafından British Council ile hayata geçirilen ve üçüncü edisyonunda sınırlarını daha da genişleten ‘Benim Şehrim, Benim Sesim’ programı ile Ankara’dan başlayarak Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Kuzey Makedonya ve Sırbistan’a uzanan coğrafyanın eşsiz seslerini 16 müzisyenle keşfetti. Kasım 2023’te başlayan programa katılan müzisyenler, dijital ortamda müzik prodüksiyonu ve şarkı yazımı üzerine dört aylık bir eğitim aldılar ve Birleşik Krallık’tan Brighter Sound desteği ve Holly Phelps ile Kate Lowes’un katılımıyla gerçekleştirilen bu programı takiben, festivalde sahnedeydiler. WOW İstanbul’un ilk gününün kapanışını yapan ve ‘Benim Şehrim, Benim Sesim’ orkestrası ile gerçekleşen projenin lansman performansında, önceki edisyonlarda yer alan; Sinitheia, Ali Beyim & Şu Dağlar Tepe Tepe, Kuma, Gazel o Mostaru, Lamento Velo, Fanus, Benim Artık, Dreamy Lament, Ice Closed, Kara Ayna, Diyarbekir, Benimleyim, Bêhedar, Kuzgun, Sığamam ve Caje Sukarije & Olanlar Oldu Bana parçaları seslendirildi.
Festivalin 3 Mart Pazar akşamı gerçekleştirilen ve British Council Momentum Delegasyonu Takip Hibesi tarafından desteklenen kapanış panelinde Umami Kitap Kurucu Ortağı ve Argonotlar’ın editörü, sanat eleştirmeni Seçil Epik’in moderasyonu ile 30 yılı aşkın süredir eşitlik, akademik araştırma, toplum temelli eğitim ve öğrenim ilkelerini benimseyen yaratıcı kültür projeleri ve merkezleri geliştiren Glasgow Kadın Kütüphanesi Direktörü ve Kurucusu Adele Patrick ve her sene düzenlenen ödüllü festivaller ve sanatçı gelişim programları yürüten Belfast merkezli Outburst Arts’ın Kurucusu ve Sanat Yönetmeni Ruth McCarthy’nin katılımıyla gerçekleştirildi. ‘Sanat Yoluyla Feminist Dayanıklılık’ başlığını taşıyan panelde konuşmacılar, feminist sanata dair çalışmalarının, kendi bölgelerinde feminist hareketin direniş ve dayanıklılığını nasıl etkilediği üzerine deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.
WOW İstanbul Festivali’nin kapanış performansı için ise WOWsers İstanbul sahnedeydi. İKSV Alt Kat tarafından gerçekleştirilen WOWsers İstanbul için açık çağrı ile seçilen ve Şubat ayı boyunca Başak Doğan’ın sanat direktörlüğünü yaptığı Vokal Akademi tarafından düzenlenen koro atölyesine katılan 18-23 yaş arasındaki katılımcılardan oluşan Genç Kadınların Sesi Çok Sesli Korosu, bu çalışmalarda hazırlanan repertuvar ile ilk kez WOW Dünya Kadınlar Festivali İstanbul sahnesinde festival seyircileriyle buluşarak festivali sonlandırdı. Genç Kadınların Sesi Çok Sesli Korosu gerçekleştirdiği kapanış performansında; Kusimama, Bahçelerde Kestane, I’m Still Standing, A La Nanita, Vopa – Seidamadei, Kaval Sivri parçalarını seslendirdi.