Emek, Barış ve Demokrasi Güçlerinden "İnsanca Yaşam" Mitingi
‘‘İnsanca yaşamak istiyoruz’’ diyen yurttaşlar dün İstanbul Kartal’daki mitingde buluştu. İşçi, işsiz, genç, yaşlı yüzlerce kişi ekonomik ve demokratik taleplerini dile getirdi. İş arayan yurttaş Güç, ‘‘Elime ne geçecek’’ diye sorarken emekli “Karın doymuyor” dedi.
Mitingde birçok sosyalist parti, emek ve demokrasi örgütü ile dernek ve federasyonlar da katıldı. İşçi konfederasyonlarından DİSK, “Artık yeter geçinemiyoruz, gelirde vergide ülkede adalet istiyoruz” pankartı taşırken KESK ise “Savaş değil barış, kayyum değil demokrasi, sermaye değil emekçi için halk bütçesi pankartıyla miting alanına giriş yaptı. ‘İnsanca Yaşam’ sloganıyla örgütlenen mitingde ekonomik taleplerin yanı sıra demokratik bir ülke mücadelesinin öneminin altı çizildi.
Öte yandan 2025 yılı asgari ücretinin açıklanmasına sayılı günler kala insanca bir yaşam hakkını savunmak için örgütlenen mitingde cihatçı çetelerin Suriye’de yönetimi ele geçirmesi de protesto edildi. “Ortadoğu’da barış” ve “Savaşa hayır” sloganları öne çıkarken polis, kayyumlarla ilgili döviz ve pankartları alana sokmadı.
NE ÇALIŞABİLİYOR NE GEÇİNEBİLİYOR
Sendikal hakları için haftalardır mücadele eden TKIS Blind, Tarkett ve Polonez işçileri de Kartal’daki miting alanındaydı. Alanda özellikle emeklilerin ve 65 yaş üstü yurttaşların mitinge katılımı dikkat çekti. Asgari ücretin dahi altında olan emekli aylıklarıyla geçinemedikleri için alanda olduklarını belirten emekliler de ‘İnsanca yaşamak istiyoruz’ talebini büyüttü. Emekli yurttaş Hayati Ergen, neden Kartal’a geldiğini BirGün’e anlattı. Emekli aylığıyla geçinmenin mümkün olmadığını söyleyen Ergen, milyonlarca emeklinin mahkum edildiği koşulları “Emekliyim ama sağlığım dolayısıyla çalışamıyorum, gel gelelim emekli aylığı yüzünden de geçinemiyorum. Ne kiraya ne faturaya ne karın doyurmaya yetiyor” şeklinde ifade etti.
İŞ ARAMAK BİLE MASRAF
Gençler de mitinge kendi talepleriyle katıldı. Kartal’da buluşan gençler, KYK burslarının düşüklüğünü, genç işsizliği ve 2025 Bütçesi’nden gençlere ayrılan payı protesto etti. Şu an iş aradığını söyleyen genç Ebubekir Güç, iş aramanın bile karşılaması neredeyse imkansız bir maliyete karşılık belirtti. Güç, sözlerine şöyle devam etti: “Yaklaşık 10 yıl önce lisedeyken aileme yardımcı olmak adına çalışmaya başlamak zorunda kaldım. O zaman asgari ücret 1.500 lira civarındaydı ve ben elime geçen bu parayla faturalarımızı ödüyordum. Çalışmaya başladıktan sonra geri okula dönemedim, üniversite bitiren arkadaşlarımın halini de görüyorum. Elime ne geçecek ki? Bir işe başvururken istedikleri sağlık raporu bile 3-4 bin liraya mal oluyor. Yaşayabilmek için çalışmak şöyle dursun, iş aramayı bile karşılayamaz haldeyiz.”
Genç avukat Feyza Nur Yılmaz ise üniversiteyi bitirdikten sonra iş bulabilen gençlerin bile insanca bir yaşam sürdüremediğinden bahsetti. Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: “Öyle eskisi gibi hukuk bitireyim, avukat olayım, iyi yaşayayım diyemiyoruz maalesef artık. Stajyer avukatlar zaten neredeyse hiçbir şey kazanamıyor, avukatlığın ilk 5 yılı da zaten aşağı yukarı stajyer olarak geçiyor. Ben de bu ilk 5 yılın içinde bir genç olarak bugün bu alandayım, çünkü bu böyle gitmez. Değiştirmemiz lazım.”
‘TÜM HAKLAR SALDIRI ALTINDA’
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına yapılan basın açıklamasını ise Nilay Kuş ve Saliha Bahadırlı okudu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bu ülkede yaşayan herkesin ekonomik, demokratik, sosyal ve siyasal tüm haklarının saldırı altında olduğu bir dönemdeyiz. Ekonomiyi düzeltme vaadiyle atanan Bakan Şimşek’in programı, işçi emekçiyi ezmekten, halkın cebinde kalan üç kuruşu da sermayeye transfer etmekten başka bir şeyi amaçlamıyor. Asgari ücrete yapılması gereken zammı düşük tutmak için ellerinden geleni yapıyorlar ve yapacaklar. Aralık ayında belirlenecek asgari ücret zammını hiçbir yıl tutturamadıkları enflasyon beklentilerine göre yapmayı planlıyorlar. Emeğiyle geçinen daha da ezilsin, çalışıp ürettikleri emekçinin değil patronların cebine girsin diye uğraşıyorlar. Açlık sınırının bile altında olan emekli aylıklarını yükseltmeyi ağızlarına bile almıyorlar. Siyasi iktidarın Meclis’e getirdiği 2025 bütçe teklifi, amaçlarını ortaya koyuyor. Sarayın bütçesi, emekçiye daha çok yükün, zenginlere ise daha çok kıyağın bütçesidir.
Siyasi iktidar yerel seçimlerde kaybettiği belediyeleri gaspederek geri almaya çalışıyor. Kayyumlarla halkın seçme seçilme iradesini tanımıyor, en temel demokratik hakları bile çiğniyor. Hukuksuz soruşturmalar, davalar kayyum atamalarına bahane ediliyor. Belediye meclislerinin işleyişi bile engelleniyor.
‘BARIŞ İÇİNDE GELECEĞİ KAZANACAĞIZ’
Ortadoğu’da yıllardır dökülen kanın sorumluları yine savaşın ve katliamların önünü açmaya hazırlanıyor. Siyasi iktidar da cihatçı çetelerle bu plana dahil oluyor, Suriye başta olmak üzere tüm bölgede yayılmacı politikalarını uygulamaya koyuyorlar. Ortadoğu halklarının kanı pahasına emperyalizmin çıkarlarının peşinde koşuyorlar, cihatçı çetelere verdikleri destekle katliamların önünü açıyorlar. Bu coğrafyanın halkları huzur ve barış içinde bir geleceği sonuna kadar hak ediyor. Savaşları, katliamları durdurmak için, emperyalist kapitalist düzen ve onun işbirlikçilerine yönelik mücadelemizden asla geri adım atmayacağız. Bu topraklarda eşit ve kardeşçe, barış içinde bir geleceği kazanacağız.”