CHP’li Gençtürk: İnsan Hakları Sadece Kağıt Üzerinde Kalmamalı!
İzmit Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Nazım Gençtürk, Aralık ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü. Avrupa İnsan Hakları Beyannamesinin kabul edilişinin 76’ncı yıldönümü. İnsan hakları hepimizin bildiği üzere kişilerin özgür, eşit bir şekilde yaşamalarının ve onurlu bir yaşam sürmelerinin teminatı. Ne var ki hepimizin malumu olduğu üzere insan hakları kavramı sadece kağıt üstünde kaldığı zaman hiçbir anlam ifade etmiyor. Ülkemiz uzun yıllardır ilerlemek bir yana dursun her geçen gün insan hakları skalasında yerini daha kötü bir sıralamaya bırakıyor. İfade özgürlüğü, adil yargılanma, basına sansür, toplanma özgürlüğü hürriyeti gibi konularda ülkemizin insan hakları ihlalleri noktasında pek çok yaptırıma maruz kalmış durumda.
“ÇOCUKLAR VE KADINLARIN ŞİDDETE MARUZ KALDIĞI”
Barışçıl yollarla gerçekleştirilen en ufak bir hak arama eyleminin dahi tutuklamayla, gözaltıyla hatta uzun süren yargılamalarla karşılaştığı, fikir özgürlüğü kapsamında sosyal medyada ya da herhangi bir mecrada en ufak bir düşünce açıklamasının dahi kişilerin vatan hainliği yapacak kadar suçlamayla karşı karşıya bıraktığı, demokratik toplumların olmazsa olmazı olan basın özgürlüğünün sansür yasaları, etki ajanlığı gibi absürt kalıplarla sınırlandığı, işçilerin emeklerinin gasp edildiği yetmezmiş gibi bu hakları savunan aktivistlerin, sendikacıların dahi tutuklandığı, halkın iradesi ile seçilen belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyumların atandığı, kadınların ve çocukların maruz kaldığı şiddet ve tacizlerin karşısında etkili mekanizmaların işletilmemesi ve daha niceleri…
“ÖZGÜRLÜKTEN VE EŞİTLİKTEN BAHSEDEMEYİZ”
Bu sorunlar sadece bireylerin değil toplumsal dokuyu da zedeleyen sorunlar. Biz biliyoruz ki demokrasiye ve millet iradesine her müdahale esasında bir insan hakları ihlalidir. Çünkü halkın iradesi, özgür seçimler ve adil yönetim insan haklarının temel taşlarıdır. Halkın iradesinin hiçe sayıldığı yerde ne özgürlükten, ne eşitlikten ne de insan haklarından bahsetme şansımız yok. Bir ülkede adaletin terazisi bozulursa bu sadece mahkeme salonlarında değil yaşamın her alanında hissedilir.
“BİR FİSİLTİN GERÇEĞİ VAR”
O terazi bozulduğunda bir gazetecinin kalemi kırılır, bir üniversite öğrencisinin sesi kısılır, bir işçinin ekmeği elinden alınır. Yani insan hakları sadece bireysel değil toplumları ayakta tutan, ilerlemesini sağlayan, bireylerin onurlu yaşamasına neden olan yegane unsurdur. Pek tabii ülkemizdeki insan hakları ihlallerine kıyas dahi kabul etmeyecek hükümetlerin ve devletlerin sessiz kaldığı bir Filistin gerçeği var.
“ÇIKAR ODAKLI POLİTİKALAR”
Filistin’de hala çocuklar öldürülüyor. Yaşam alanlarından zorla sürülüyorlar. İşgal altında adeta soykırım yaşanıyor. Koca koca devletler sessiz kalıyor. Sözde savaş karşıtı söylemler, İsrail karşıtı söylemler ancak arkada ticaret gemileri işlemeye devam ediyor. Buna karşı çıkan gençler tutuklanıyor. Bu vahşetten ikiyüzlü çıkar odaklı politikalarla değil ancak samimi, kararlı, tutarlı politikalarla ve ses olarak bitirebiliriz. Bu vahşetin son bulması için tüm dünya devletlerinin vicdanlarıyla hareket etmelerini diliyorum.