Önder İşleyen: "Ülkenin Geleceği Siyasi Profesyonellere Bırakılamaz"

Bazi siyasi parti.sendika ve demokratik kitle örgütlerinin katılım gösterdiği SOL Parti Ordu İl Kongresinde konuşan parti Sözcüsü Önder İşleyen "ülke kaderini bazi siyasi elit ve profesyonel siyasetçilere bırakılamaz" açıklaması yaptı.

Kongrede bölge sorunlarına da değinilirken fındıktaki sömürüye, doğayı yok eden maden tehdidine karşı birlikte mücadele etme çağrısı yapıldı. Kongrede konuşan SOL Parti Sözcüsü Önder İşleyen, “Asıl hedef bu rejimi ayakta tutmak için Erdoğan’a ömür boyu başkanlık yolunu açmak. Çünkü inşa ettikleri bu rejimin başka türlü yaşama şansı yok” dedi.

SOL Parti Ordu İl Yönetimi Üyesi Ahmet Özdemir tarafından gerçekleştirilen kongrenin açılış konuşmasında bölgedeki sorunlara vurgu yapıldı.

Özdemir, fındıktaki saldırılara ve maden girişimlerine karşı emekli ve emekçilerin hak arayışlarında birlik olma çağrısı yaptı. Özdemir’in ardından konuşan SOL Parti Ordu Sözcüsü Turgay Peköz, ise toplumun her kesiminin baskı ile sindirilmeye çalışıldığına dikkati çekerek, “Bu korku duvarları aşılır, saltanatlar yıkılır, yeter ki birlikte mücadele edelim” ifadelerini kullandı.

"ÜLKENİN KADERİNİ SİYASET PROFESYONELLERİNİN ELİNE BIRAKMAYALIM"

 SOL Parti Sözcüsü Önder İşleyen ise muhalefetin yanlışlarına dikkat çekti. 
İşleyen şöyle konuştu: “Ülkenin kaderini, yarınlarımızı birkaç siyaset elitinin, parti başkanları ve etrafında kümelenmiş dar siyaset profesyonellerinin ellerine bırakmayalım. Şimdiye kadar, büyük toplumsal direnme güçlerine karşın bu iktidar hâlâ ayaktaysa bunda en büyük suç, düzen muhalefeti temsilcilerindedir. Nitekim bugün de adaylık tartışmaları etrafında aynı şeyler yaşanmaktadır. Dönme dolap misali, seçimler de sonunda ‘Adam kazandı’ ile bir oyuna dönüşmektedir. Bu dönme dolaptan inilecekse, bu tüm toplumun sadece Erdoğan’a değil, bu oyunlara da yeter artık demesiyle olacak.

AKP’nin 23 senedir iktidarda olmasına ve bütün devlet aygıtları ile baskı gücünü elinde bulundurmasına karşın toplumsal gücü giderek azalmıştır. Yani iktidarın çelişkisi, bütün gücü elinde tutmasına rağmen bugün ona eşlik edecek bir toplumsal kuvvete sahip olmamasıdır. Düşünürsek geçtiğimiz dönemleri, oyları yüzde ellilere çıkan, ülkenin çoğunun arkalarında olduğu etaplardan geçtik. Ama son seçimlerde azınlığa düştüler. Düşmekte olan oy trendinin Marttan beri yükselmesi mümkün değil."

BAŞKA TÜRLÜ AYAKTA DURAMAZLAR

Rejimin en büyük amacının ise Erdoğan’a ölene dek başkanlık yolunu açmak ve rejimi kalıcılaştırmak olduğunu belirten İşleyen, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Peki bundan sonra bu ekonomik, sosyal krizi aşma olanakları, bir toplumsal rüzgar estirebilecek imkanları var mı? Yok. Hep söyledik, Marttan sonra da teslim olmayacaklar, zayıfladıkları anda bile bir çıkış yolu arayacaklar dedik. Böyle de oldu. Hele geldiğimiz noktada sırtlarında bu kadar suç yükü varken ve cumhuriyetin bütün ilerici kazanımlarını yok etmişken ayakta durmanın yollarını arayacaklar dedik. Bunun yolları da, her zaman yaptıkları gibi, muhalefetin yeniden dizayn edilmesiyle mümkün olacak. Muhalefet cephesinde gediklerin açılmasıyla ve muhalefetin konumlandırılmasında değişiklikler yaparak kendilerine yol arayacaklarını ifade etmiştik.

İşte içinden geçtiğimiz 20 yılın her bir kritik aşamasında ya muhalefeti bölerek ya muhalefetin bir kısmını pasifize ederek ya da onun dolaylı desteğini alarak bu etaplardan geçti. 2010 Referandumu da böyleydi. Gezi süreçleri böyleydi. Sonrasındaki bütün etapları da aslında muhalefeti dizayn ederek kazandılar. Şimdi de esas mesele bu aslında. Yaşadığımız süreç muhalefeti dizayn etmenin AKP için yeniden öne çıktığı bir aşamada. Asıl hedef bu rejimi ayakta tutmak için Erdoğan’a ömür boyu başkanlık yolunu açmak. Çünkü bu rejimin başka türlü yaşama şansı yok, şimdi de esas mesele bu rejimin kalıcı hale gelmesi için Erdoğan’a ömür boyu başkanlık yolunu açmak. Erdoğan’ın aday yapılması ve Erdoğan’ın yeniden kazanması basit gibi gözüken asıl amaçları. Bütün plan bunun üzerine kurulu. Ortadoğu’daki adımlara da esasen buradan bakmak gerek.”