Emekliler Stant Kurarak Hükûmetten Hesap Soracak

Emekliler, derinleşen kriz ortamında sefalete mahkûm edilmelerine karşı kampanya başlatıyor. İstanbul’un 10 ilçesinde stantlar kuracak olan emekliler, elektriğe ve sağlığa yapılan zammın geri çekilmesini istiyor.

Derinleşen ekonomik kriz ortamında asgari ücretin yarısına yakın aylıklara mahkûm edilerek sefalete terk edilen emekliler, “Duyun bizi” diyerek 10-14 Mart tarihleri arasında sokağa çıkacak. Tüm Emekliler Sendikası İstanbul Şubeler Koordinasyonu 10-14 Mart tarihleri arasında Ataşehir, Avcılar, Başakşehir, Beykoz, Beyoğlu, Esenyurt, Kadıköy, Küçükçekmece, Maltepe, Ümraniye ve Üsküdar ilçelerindekuracakları stantlarda talepleri için imza kampanyası başlatacak.

Stantlarda elektrikte 2025 itibariyle uygulamaya konulan faturalandırma sistemi ile sağlık katkı payları ve kesintilerinin kaldırılması talebiyle imza toplanacak. İmzalar kampanya bittiğinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına teslim edilecek. Yurttaşların imzasına açılan dilekçede şu talepler yer alacak:

• Sağlık ücretsiz olmalı, sağlıkta muayene ve ilaç katkı payları kaldırılmalıdır.

• Emekli aylığına ek seyyanen 15 bin liralık artış yapılmalıdır.

• Yüksek ev kiralarına karşı evi olmayan emeklilere kira desteği verilmelidir.

• Elektrik zamları derhal geri çekilmeli, emekli indirimi yapılmalıdır.

• Emekliye gıda desteği yapılmalı, gıdalara yapılan zamlar durdurulmalıdır.

GEÇEN YILDAN KÖTÜ

Kampanya öncesi açıklamalar yapan Tüm Emeklilerin Sendikası İstanbul Şubeleri Dönem Sözcüsü Mustafa Durna, 2025’in emekliler için şimdiye kadar, önceki yıllara kıyasla çok daha zorlu geçtiğini söyledi. Yeni yılda emekli aylıklarına yapılan zammın şubat itibariyle eridiğini kaydeden Durna, “Emekliler gün itibariyle 2024 aylıklarıyla 2025’te yaşamaya çalışıyor” dedi. Durna, şöyle devam etti: “2025 oldukça sınayıcı geçmeye devam ediyor. Özellikle geride bıraktığımız kış aylarında emeklilerin en temel sorunları beslenme, barınma ve ısınma olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada elektrik harcamalarındaki faturalandırmada yapılan yeni düzenleme, Emeklinin cebinde kalan azıcık parayı da elinden alıyor. Aynı durum sağlık katkı paylarına ve kesintilerine yapılan zamlar dolayısıyla da yaşanıyor. Emeklilerin çoğu 65 yaş ve üstünde, çoğu da ağır hasta. Zaten sağlık hizmetine ve ilaca erişimde yaşanan zorluklar kelimenin gerçek anlamıyla emeklilerin yaşamını tehdit ediyor. Yapılan zamlar, zaten güçlükle erişilen sağlık hizmetini daha da imkânsız kılıyor.

EMEKLİLER UNUTMAYACAK

Anlayacağınız emeklilerin yaşam standardı adeta silindi, yok edildi. Emekliler bugün yalnızca nefes alabiliyor. Hiç şüphesiz insanca yaşam hakkına yönelik saldırıların bu denli ağırlaşması ve rahatça gerçekleştirebilmesi de ülkedeki demokrasi eksikliğinden kaynaklanıyor. Hesap verme sorumluluğu ile hesap sorma refleksi günden güne silindiği için rahatça her şey yapılabiliyor. Yine de emekliler geçirdikleri bu zor günleri unutmayacak ve zamanı geldiğinde tüm sorumlulara hatırlatacak.”

TORUNA HARÇLIK BİLE VEREMİYORUZ

Maaşlarının yetmediğini ifade eden bir emekli “Mesela bir lokantaya gitsem ve tüm emekli maaşımı versem, ‘Ben 14 bin 500 lira maaş alıyorum, benim üç öğün yemeğimi ver’ desem vermez bu paraya” ifadelerini kullandı. Emekli yurttaş şöyle devam etti: “Maaşım yeterli değil. Çocuk okuyor üniversitede 10 bin lira ona gönderiyorum, üç bin lira kredi borcum var, 13 bin lira. Elektrik, su, yeme içme, gıda maddesi, ilacı, ne ile yapacağız yetmez.”

Bir başka bir emekli ise şunları söyledi: “‘Emekli olun da kırılın, acınızdan ölün ne yaparsanız yapın’ diyor, ne yapacağız? Enflasyon sürekli artıyor, yüzde 60 diyorlar, yüzde 80 diyorlar… Yüzde 180 deseler inanacağım, o derece yüksek! Etin kilosu 600 lira, yazık günah değil mi? Emekli ne yapacak bir topak et mi alacak? Veya çoluğun çocuğun üstüne başına giyim almayacak mıyım? Torunlar geldiği zaman bayramda ne yapmam gerekiyor? Toruna almam diyemem ki mecbur alacağım. Bir de cebine harçlık vereyim desen 500 lira. Öğrenmişler ‘Pembe vereceksin dede’ diyor. 200 lira istiyor yani senin anlayacağın. Bundan aşağı veremiyorsun zaten. ‘Ben bir şey alamıyorum dede’ diyor. Ne yapacaksın? Mecbursun. Ya çalışacaksın ya alacaksın, başka çare yok.”