Ipsos Raporuna Göre Ruh Sağlığımız Tehlikede!
2024 yılı "Ruh Sağlığı Raporu"na göre, Türkiye ruh sağlığı sorunları yaşayan kişilerin oranında dünya genelinde ikinci sırada yer alıyor. Bu durum, ülkemizdeki ruh sağlığı krizinin boyutunu gözler önüne seriyor.
Son dönemlerde ruh sağlığı, dünya genelinde en önemli sağlık meselelerinden biri haline geldi. Alman sigorta şirketi AXA'nın Ipsos ile gerçekleştirdiği "Ruh Sağlığı Raporu 2024" çalışması, bu konudaki küresel eğilimleri ve özellikle Türkiye'nin durumunu detaylı bir şekilde ortaya koyuyor. DW'de yer alan habere göre rapor, ruh sağlığı sorunlarının yaygınlığı, yaş ve cinsiyet gibi faktörlere göre değişkenlik gösterdiğini, aynı zamanda bu sorunlara yönelik profesyonel yardım arayışı ve tedaviye erişimdeki farklılıkları da gözler önüne seriyor.
TÜRKİYE'NİN RUH SAĞLIĞI SORUNLARI ÖNE ÇIKIYOR
Raporun en dikkat çekici bulgularından biri, Türkiye'nin %40'la birinci sırada olan ABD'nin hemen ardından %38 ile ruh sağlığı sorunları yaşayan kişilerin oranında dünya genelinde ikinci sırada yer alması. Raporun en dikkat çekici kısmı ise Türkiye'nin ruh sağlığı durumunun bir önceki yıla göre yüzde 8 kötüleşmesi oldu. Bu durum, Türkiye'deki ruh sağlığı sorunlarının ciddiyetini ve bu konuya yönelik acil müdahale gerekliliğini ortaya koyuyor. ABD'nin %40 ile zirvede olduğu listede, Almanya, Çin ve Tayland ise Türkiye'ye yakın oranlarla (%31 civarında) yer alıyor.
GENÇLER VE KADINLAR DAHA FAZLA ETKİLENİYOR
Rapor, özellikle genç nüfus ve kadınlar arasında ruh sağlığı sorunlarının daha yaygın olduğunu gösteriyor. 18-24 yaş arasındaki gençlerin psikiyatrik sorunlardan mustarip olma olasılığı oldukça yüksek, özellikle İrlanda, Türkiye ve ABD'de bu yaş grubundakiler için durum daha da vahim. Kadınlar ise erkeklere kıyasla kendilerini daha sık psikiyatrik rahatsızlıklardan mustarip olarak tanımlıyor, bu farklılık tüm yaş gruplarında gözlemleniyor.
TEŞHİS VE TEDAVİYE ERİŞİMDE FARKLILIKLAR
Rapor aynı zamanda, ruh sağlığı sorunlarının teşhis ve tedavisine erişimde önemli farklılıklar olduğunu ortaya koyuyor. Almanya örneğinde, katılımcıların %57'si bir psikolog veya psikiyatrist tarafından hastalık teşhisi konulduğunu belirtirken, Türkiye ve Filipinler gibi ülkelerde kendi kendine teşhis koyanların oranı daha yüksek. Bu, profesyonel yardım arayışı ve tedaviye erişim konusunda ciddi bir farkındalık ve altyapı eksikliğine işaret ediyor.