Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Cemevi'den Aşure Etkinliği

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Cem Evi Kocaeli Şubesi tarafından Çayırova Erişler durağında birçok siyasi parti, bölge sivil toplum kuruluşları ve yurttaşların katılım sağladığı Muharrem ayı etkinlikleri kapsamında Bin kişilik Aşure kaynatılarak vatandaşlara ikram edildi.

Aşure dağıtımı öncesi yapılan tertip komitesi ve konukların yaptığı konuşmalarda, Alevi kimliğini ve inancını tanımamakta ısrar ederek, Alevi yurttaşlarının sorunlarının Cemevlerine kapı pencere yapmakla, demir çimento vermekle çözülemeyeceği vurgusu yapıldı.

Aşure dağıtım etkinliğine; Hubuyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı ve Yönetimi , Abdal Musa Cemevi Cem Vakfı Çayırova Şubesi Yönetim Kurulu, Sosyalist Dayanışma Platformu SODAP Gençlik Meclisleri Öğrenci Dayanışması, CHP Çayırova Kayyum İlçe Başkanı ve Kurulu, CHP Çayırova İlçe Kadın Kolları Başkanı ve Yönetimi, CHP Darıca  İlçe Başkanı ve Yönetim Kurulu, HDP Çayırova İlçe Başkanlığı ve Yönetim Kurulu, Türkiye işçi Partisi Gebze İlçe Başkanlığı Yönetimi, Gebze Kent Politikaları Üretim ve Geliştirme Derneği, Demokratik Alevi Derneği, Fatma Ana Cemevi Gebze Şubesi, Erzincan Refahiye Gölköy Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Erzincan Refahiye Kızıleniş Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulları ve Üyeleri katılım sağladı. 

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Cem Evi Kocaeli Şubesi Yönetimi hafta sonunda Gebze ve Çayırova bölgesinde fabrika önlerinde hak arama mücadelesi veren eylemdeki işçilerede Aşure ulaştırmaya çalışacaklarını dile getirdiler.
Etkinlikte Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Cem Evi Kocaeli Şubesi tarafından yapılan açıklamanın tam metni şöyle:

“Değerli canlar, dostlar 

Tarihe kara bir leke olarak yazılsa da Kerbela, aynı zamanda dini kullanarak kendine saraylar yapanlara, yoksullar üzerinde hükümranlığını zorbalıkla sürdürenlere karşı isyanın adıdır. 

Hüseyn'in her milleti temsil eden 72 yoldaşıyla düştüğü Kerbela çöllerinde, haksızlığa biat etmemenin tarihi yazıldı. 
Ve bugün kaynattığımız aşuremiz, haksızlığın, hırsızlığın, zorbalığın ve halkın üzerinde baskı kuran Muaviye’nin saraylarına karşı birliğin adıdır. 

Bugün de dini Muaviye gibi ışıltılı Saraylarda yaşamak için kullanıyorlar. Tıpkı Muaviye gibi zorbalar. 

Halkı açlığa, yoksulluğa geleceksizliğe mahkum ettiler. Ellerimiz boş döndüğünde marketten pazardan, Sarayın ışıltılarına bakalım. Nasıl yaşıyorlar öyle... 
İnancımızı, kimliğimizi tanımamakta ısrar ediyorlar. Cemevlerimize Kapı pencere yapmakla, demir çimento vermekle Alevilerin sorunları çözülecek propagandası yapıyorlar. Cemevlerimize, dergahlarımıza gelirken bile saygısızlığı elden bırakmıyorlar. 

Biz sadece Alevilerin değil, bütün inançların kimliklerin eşit, insanca yaşamasını istiyoruz. Kendimize istediğimizi başkasına da istiyoruz. 
Aşuremiz doğa gibi, insanlık gibi renkli ve çok çeşitli. İşte tadını da buradan alıyor. Yaşamı bize zehir eden, düşmanlık tohumlarını sürekli ekenleri artık defetmeliyiz. 

Zenginler şükretmiyor ama bize sürekli şükretmemiz söyleniyor. Biraz da Saray ve etrafındakiler şükretsin. Biraz da emeğiyle geçinen milyonlar o ışıltılı hayatı yaşasın. 

İşte o ışıltılı günleri hep birlikte kurabiliriz. Bu gücümüz var. 

Artık yeter demenin vaktidir.”