Dereli: "İlaç Sabit Kurundaki Artış Yeterli Değil."
Dereli: "İlaç Sabit Kurundaki Artış Yeterli Değil."
AİFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli İlaç fiyatlarındaki sabit kur artışının yetersiz olduğunu belirterek Aralık ayına kadar düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli, ilaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan sabit avro kuruna yapılan yüzde 23.5’luk artışın ‘yetersiz’ olduğunu, 31 Aralık’a kadar yüzde 35’e çıkarılması gerektiğini söyledi.
Sabit avro kuru, geçtiğimiz günlerde 17.54 liradan, 21.67 liraya çıkarılmıştı. İlaç avro kuruyla, güncel avro kuru (bir avro 37 liranın üzerinde) arasında yüzde 70 üzerinde fark var. Bu piyasada bulunamayan ilaç sorununun süreceği anlamına da geliyor. Hastalar reçeteleriyle eczane eczane ilaç aramaya, ilaç depoları ilaç firmalarına, ilaç firmaları depolara ‘top atmaya’ devam edecek.
Yenilikçi ilaçların girmesini zorlaştırır
İlaç kurunun güncel kurun çok altında kalması, özellikle ithal ilaçların tedarikinde sorunlara yol açıyor. Kritik ilaçların bulunabilirliğinde risk oluşturuyor. Orta ve uzun vadede yenilikçi ilaçların Türkiye’ye gelmesini de olumsuz etkiliyor.
Güncel kur ve sabit ilaç kuru arasındaki makasın yüksek olması yalnızca ithalatçı firmaları değil, üretim maliyetlerinin yükselmesiyle birlikte yerli ilaç üreticilerini de olumsuz etkiliyor.
Yeri gelmişken hatırlatalım: Türkiye’de ilaç fiyatları sabit kur kullanılarak hesaplanıyor. Mevzuata göre ilaçların fiyatlandırılmasında kullanılacak dönemsel avro değeri, bir önceki yılın ortalama avro kurunun yüzde 60’ı alınarak hesaplanıyor.
Sabit avro kuru, her yılın şubat ayında güncelleniyordu. Ancak son yıllarda döviz kurundaki hızlı yükseliş nedeniyle, 2022 ve 2023’te sabit ilaç kuru yılda birden daha sık güncellenmişti. Son güncellemenin yapıldığı 16 Aralık 2023’te sabit kur, güncel kur değerinin yüzde 55’iydi. Türkiye ilaç fiyatlamasında kurun yanı sıra, Yunanistan, İtalya, Fransa, İspanya, Portekiz’e bakılıyor ve en ucuz fiyat vereninki esas alınıyor.
‘Tam bir hayal kırıklığı’
Dereli konuyla ilgili Diken’in sorularını yanıtladı. Aylardır sadece AİFD olarak değil, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası, Türkiye İlaç Sanayi Derneği ve sektörün farklı gruplarını temsil eden diğer sivil toplum örgütleri olarak aylardır bununla ilgili Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu dahil kamudaki herkesle görüştüklerini belirten Dereli şunları söyledi:
“Görüştüğümüz herkese ne kadar ve neden o kadar olması gerektiğini de söyledik. Bir önceki düzenlemede (Aralık 2023) yüzde 25’lik artış yapıldı. Aradan geçen zamanda hiçbir düzenleme yapılmamıştı. Çok açıklıkla soruyoruz: Türkiye’de hangi mal ve hizmetin ücreti bugüne kadar hiç artmadı? Var mı böyle bir şey?
Biz son derece makul, mantıklı, kur uygulansın istedik. Bu koşullar altında, mevcut durumu korumak ve sürdürmek en az yüzde 35’lik bir kur düzenlemesi yapılması gerekirken, yüzde 23.5’ta kaldı. Çok acil, hemen yapılması gereken düzenlemeydi. Ancak son derece yetersiz oldu, tam bir hayal kırıklığı.”
Dereli mevcut ilaç kararnamesindeki iki maddenin hızla düzeltilmesi gerektiğini söyledi. 2018’e kadar avro kurunun yüzde 70’i alınarak güncelleme yapılıyordu. Eski Sağlık Bakanı 2018’de bunu yüzde 60’a düşürdü. Dereli, “Bu derhal tekrar yüzde 70’e çıkarılmalı. Bu değişiklik olmalı, son derece net söylüyorum. Yeni yıla bununla girmek lazım” dedi.
‘Yılda iki düzenleme yapılsın’
Sektörün beklediği ikinci değişikliğin güncelleme sıklığının yılda ikiye çıkarılması olduğunu belirten Dereli, “Bu senede bir güncellemeyle yönetilemez. Bir önceki sene de bu sene de hepimiz bunun sıkıntısını çekiyoruz. Sıkıntıyı en çok çeken hastalar” diye konuştu.
Ruhsatlı ilaçlara erişimde bile sıkıntı yaşanıyor. Hal böyleyken, yenilikçi tedavilere ve yeni ilaçlara erişim oranımız çok daha vahim düzeyde.
Yeni ilaçların gelmediğini vurgulayan Dereli şunları ekledi: “Bundan sonra bırakın yeni ilaçların gelmesini, mevcutları Türkiye’de tutup tutamayacakları da büyük bir soru işareti.”
Türkiye yeni moleküllere erişim oranı en düşük ülke
Türkiye İlaç Sektörü 2024 raporuna göre, 2019-2022 arasında Avrupa İlaç Ajansı’ndan (EMA) ruhsat onayı alan 167 yenilikçi tedavi (yeni molekül) var. Bu tedavilerin ülkelerdeki erişim oranları incelendiğinde, yüzde 88 erişim oranıyla Almanya ilk sırada. İtalya, Avusturya, İsviçre gibi gelişmiş ülkelerde yenilikçi ilaçlara erişim oranı yüzde 70’in üzerinde oldu. Türkiye’de hastalar 167 yenilikçi ilaçtan sadece altısına ulaşabildi. Bunlardan beşi ruhsatlı ve kamu geri ödeme listesinde bulunuyor. Kısıtlı erişim olan bir ilaçsa ruhsatlı olmayıp, hastaların erişimi yurt dışı ilaç listesi aracılığıyla sağlanabiliyor. 167 yenilikçi ilacın yüzde 10’una Türkiye’de kamu geri ödemesi bulunmamasına rağmen cepten ödeme yoluyla erişilebiliyor.
Türkiye’de yenilikçi tedavilere erişim oranı 2018’de yüzde 20’ydi. Ancak ekonomik sorunların artmasıyla bu oran her geçen yıl azaldı. 2022’de yüzde 6’ydı, geçen sene daha da düştü.
Dereli, “Türkiye, yüzde 4 erişim oranıyla incelenen ülkeler arasında Malta ile birlikte erişimin en düşük olduğu ülke. Söz konusu 167 yeni molekülün 48’i kanser ilacı. 47’si kanser dışı yetim ilaç. Bunlar insanlar için umut ama ulaşılamıyor” dedi.
Yetim ilaç fakiriyiz
EMA’dan ruhsat onayı alan 63 yetim ilaç (yaşamı tehdit eden ya da engellilik yaratan nadir hastalıkların teşhisi, önlenmesi ya da tedavisi için kullanılan ilaçlar) var. Bunlardan 2023’de Türkiye’de geri ödemeli erişim sağlanabilen sadece bir ilaç var. Buna da yurt dışı ilaç listesi aracılığıyla kısıtlı erişim sağlanabiliyor.
“Bu fiyatla zaten hangi firma girebilir?” diye soran Dereli şöyle devam etti: “Makul, mantıklı ve sürdürülebilir bir fiyat yapısının olması gerekiyor. Bu yapıyla olmaz. İlaç firması ruhsat başvurusu yapsa fiyat yayınlatabilir mi? Fiyat onayı alabilir mi? Geri ödemeye girebilir mi? Diğer yandan, Türkiye’de yayınlattığı fiyat başka ülkelere referans olacak. Bunların hepsi başlı başına büyük sorular.”
Cari sağlık harcamalarının payı her yıl düşüyor
Türkiye’de cari sağlık harcamalarının gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) içerisindeki payı her geçen yıl düşüyor. 38 OECD ülkesinin ortalaması yüzde 9.3 olurken, Türkiye 3.7 ile en düşük payı ayıran ülke. Bizden daha az harcayan tek ülke Meksika.
OECD ülkelerinde kişi başına düşen cari sağlık harcamalarına bakıldığında 12 bin 742 dolar ile Amerika Birleşik Devletleri ilk sırada geliyor. ABD’yi sırasıyla İsviçre, Norveç, Almanya ve Avusturya takip ediyor.
Türkiye, bin 660 dolar ile kişi başı cari sağlık harcaması en düşük ülkelerden biri.
Kişi başına düşen ilaç satışlarında OECD ortalaması 528 dolar. Türkiye, 119 dolar ile Meksika ve Kolombiya’nın ardından kişi başı ilaç satışlarının en düşük gerçekleştiği OECD ülkesi.
Yine 2023’te ilaç satışlarının GSYH içindeki payı OECD ülkelerinde ortalama yüzde 1.3 olurken, yüzde 0.9 ile Türkiye 26’ıncı sırada yer aldı.
Türkiye’de 2023’te ilaç satışlarının GSYH’ye oranı ise yüzde 0.9 oldu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.