Urfa’da tecavüz sonucu çocuk doğuran 14 yaşındaki çocuğa babası kimden hamile kaldın diye sorduğunda bilmiyorum ya abim ya da dayımdan ikisi de tecavüz etti diye cevap vermiş.
Bolu'da imam nikâhıyla evlendirilen 11 yaşındaki kız çocuğunun sekiz aylık hamile olduğu ortaya çıktı.
Samsun'da otomobil çarptı diye koma halinde hastaneye getirilen 14 yaşındaki kız çocuğunun, imam nikâhlı eşi tarafından odunla dövüldüğü, sonra da kaza süsü vermek için motosikletle üzerinden geçildiği anlaşıldı.
Ordu'da 13 yaşındayken para karşılığında evlendirilen kız çocuğu, sürekli dayak yediği 40 yaşındaki herifin evi terk etmesi üzerine, kendi ailesi tarafından kabul edilmedi, henüz 17 yaşındayken üç çocuğuyla ortada kaldı.
Gaziantep'te özel hastanede 18 yaşında birinin kimliğiyle doğum yaptırılan kız çocuğunun, aslında 12 yaşında olduğu tespit edildi.
Tokat'ta evlendirilen 12 yaşındaki kız çocuğunun dört aylık hamile olduğu anlaşıldı.
Ağrı'da 16 yaşında evlendirilen kız çocuğu, işkence yapılmış, tuvalette eli kolu bağlanmış halde bulundu.
İzmir'de 12 yaşında evlendirilen kız çocuğu, sezaryenle doğum yaptı, Adana'da imam nikâhıyla evlendirilen 16 yaşındaki kız çocuğu, trenin önüne atladı.
Korunması Gereken Çocuklar Sempozyumu'nda konuşan Gümüşhane Üniversitesi öğretim üyesi, bizzat yaşadığı hadiseyi anlattı: “Yol kenarında bir kız çocuğunu kucağında bebeğiyle ağlarken gördüm, 16 yaşındayken evlendirilmiş, anne olmuş, bebeğinin eli yanmış, ne yapacağını bilmiyor, bebeğiyle birlikte ağlıyordu, aslında orada bir anne ağlamıyordu, iki çocuk ağlıyordu” dedi.
Kayseri'de para karşılığında evlendirildiği kişi tarafından sokağa atılan, kamyonet kasasında yaşayan 15 yaşındaki kız çocuğu, av tüfeğiyle canına kıydı.
Konya'da 16 yaşındayken evlendirilen kız çocuğu, inşaatın yedinci katından atladı.
Siirt'te, 12 yaşında evlendirilen çocuk, 13 yaşında anne oldu, 14 yaşında canına kıydı, adı üstünde kaderi böyleymiş denildi, geçildi.
11 yaşındayken 40 yaşındaki herifle evlendirilen kız çocuğu “çocuk doğuramıyor diye dövüldüğünü, üç dört sene kaynanasının koynunda yattığını” söyledi.
30 yaşında biriyle evlendirilen 13 yaşındaki kız çocuğu, seneler sonra gazete röportajında anlattı: “İlk gece beni tek başıma odaya soktular, korkudan bayıldım, kolonya verdiler, evlendirildiğim kişi odaya geldi, ‘hadi gel seninle evcilik oyunu oynayalım' dedi, bu cümleyi hayatım boyunca unutmayacağım.
12 yaşındayken okulundan alınıp, başlık parası karşılığında 50 yaşındaki herifin koynuna sokulduğu anlaşılan kız çocuğu “derslerim çok iyiydi, rüyamda sürekli mezun olduğumu, diploma aldığımı görüyorum” dedi.
Henüz 14 yaşındayken 10 bin lira karşılığında, beş çocuk, dokuz torun sahibi 70 yaşındaki herife verilen kız çocuğu, seneler sonra bu konuda araştırma yapan üniversite ekibine anlattı, “annemi asla affetmeyeceğim, hayatımı değiştirme imkanım olsaydı, en önce babamı değiştirirdim” dedi.
Ve bu işler sadece ahlaksız babalar, utanmaz dünürler, sapık damatlarla yapılmıyor.
İmamlar nikâh kıyıyor, babalar istedikleri kadar ahlaksız olsun, dünürler istedikleri kadar utanmaz olsun İmamlar rıza göstermese, bu insanlık suçu işlenebilir mi?
İmamlar, nikâhını kıy diye kendilerine getirilen kız çocuklarını polise, jandarmaya, savcıya bildirse, bu talihsiz kız çocukları, babaları hatta dedeleri yaşındaki sapıkların yatağına sokulabilir mi?
Derlediğim bu olayları yazarken içim acıdı bir baba olarak, bir insan olarak kendimden utandım benim Atatürk Türkiye’sinde böyle olamaz olmamalı.
Peki ya bütün bunlara sessiz kalan bizler bu yitip giden hayatların neresindeyiz, devlet ve kurumları nerede?
Müslümanlığımızla övündüğümüz bizler bu cinayetlerin ne kadarına ortağız?
Yasayla güvence altına alınan yaşam hakkı ne ara bu kadar ucuz oldu,ne ara bu kadar vicdansız olduk?
Sağlıklı bir toplum için herkes üstüne düşeni yapmalı, her şeyi kanun yazmaz, kimsenin ahı kimsede kalmaz.