2023 Genel Seçimleri’ne adım adım yaklaştığımız bugünlerde her açıklama, her konuşma çok değerlidir. Özellikle muhalefeti temsil eden Millet İttifakı özelinde “yol haritası” ve “seçime girecek aday” oldukça önemli konular olarak göze çarpmaktadır.
Millet İttifakı’nın adayı, 13 Şubat 2023 tarihinde yapılacak açıklama ile kamuoyuna deklare edilecektir. Aday kim olursa olsun, bariz bir üstünlükle seçimi kazanacağından eminim. Ancak daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere; doğru ismin CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU olduğu kanaatindeyim.
Seçime girecek aday kadar önemli olan bir başka etken ise; Millet İttifakı’nın seçildikten sonra yapacaklarını yani bir başka ifadeyle vaatlerini anlatan yol haritasıdır. İşte bu yol haritası, 30 Ocak’ta yani bugün açıklandı. 244 sayfadan oluşan kapsamlı bir rapor, Millet İttifakı’nın yol haritasını sonunda ortaya koydu. Bu saatten sonra bizlere, bu raporu anlamak ve halka anlatmak düşmektedir.
Açıklanan rapor incelendiğinde; ekonomik iyileşmeden yargı bağımsızlığına, yolsuzlukla mücadeleden devlet kurumlarının yeniden düzenlenmesine kadar oldukça geniş bir alan karşımıza çıkmaktadır. Ancak benim özellikle dikkatimi çeken husus, TBMM’nin yetkilerinin ciddi anlamda güçlendirilmek istenmesidir ki bu çok doğru bir hamledir. Yine Müsteşarlık gibi önemli görevlerin yeniden aktif edilmesi, Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığının ortadan kaldırılması yine önemli gördüğüm bir diğer husustur.
Kur korumalı mevduat uygulamasına son verilmesi, Cumhurbaşkanlığına ait taşınmaz ve araçların halkın kullanımına olacak şekilde yeniden düzenlenmesi, Uluslararası anlaşmalarda Döviz endeksli sözleşmelere son verilmesi (zorunlu haller dışında), Merkez Bankası’nın tarafsızlığını sağlamaya dönük önlemler, SPK’nın Borsa manipülasyonlarına karşı yetkilendirilmesi vb. birçok madde gözüme çarpan ve çok doğru bulduğum bir düzenlemenin hayata geçtiğini işaret etmektedir.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 7 yılda bir ve sadece 1 dönem olacak şekilde düzenlenmesi ve yine seçilen kişinin siyasete dönememesi kuralı, devletin insan odaklı yıpratılması önünde önemli bir denge rolü üstlenecek gibi durmaktadır. İlerleyen süreçte bu kanunda düzenlemeler olabileceği kanaatindeyim.
Önemli bulduğum bir diğer husus ise; enflasyon ve işsizliğe dönük olacak şekilde içeriğinde rakamsal veriler içeren çözüm uygulamalarıdır. Bu bağlamda genç ve kadın istihdamına yönelik öngörülen spesifik çözüm vaatleri değerlidir. Ayrıca Dijital Dönüşüm ve kamu kaynaklarının tarıma yönelik olacak şekilde kalkınma projelerine ayrılacağının deklare edilmesi, ekonomide Milli İktisat temelli bir yaklaşımın benimseneceğini ortaya koymaktadır. Türkiye Şeker Kurumu’nun kurulmak istenmesi, bunun en temel göstergesi olsa gerek. Yine uzun bir süredir yakındığımız plansız yönetim anlayışına karşı “Strateji ve Planlama Teşkilatı’nın kurulmasını çok değerli bulmaktayım.
Genel olarak açıklanan raporda dikkatimi çeken hususlar bunlar oldu. Özellikle 13 Şubat’ta yapılacak adaylık açıklaması sonrası bu kesin mutabakat metnini bol bol duyacağımızı düşünüyorum. İktidarın olmaması durumunda bir yönetim krizi çıkacağını düşünen insanların kazanımı noktasında bu yol haritasını çok değerli buluyor ve hazırlanmasında emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum.
Sözlerimi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün değerli bir sözü ile noktalıyorum. Saygılarımla…
"Zafer, „Zafer benimdir‟ diyebilenindir. Başarı ise, „Başaracağım‟ diye başlayarak sonunda „Başardım‟ diyebilenindir." Mustafa Kemal ATATÜRK