2000’li yıllarda radikal İslamcı çizginin savunucusu olan Recep Tayyip Erdoğan BOP eş başkanlığı karşılığında Erbakan hoca’sını terketmiş, Uluslararası sermayenin Türkiye de kurduğu yeni hükümet modelinin başkanlığını kapmıştır. Bu yeni hükümet modelinin vahşi kapitalist üretim ilişkilerini ve ağır vergi yükümlülüklerini kapsadığı ortaya çıktı. İslami görüntü tamamen Erbakan hoca’nın ektiklerini biçmek için kullandığı sos idi.
Son yıllarda Faşist MHP ile açık ittifak yapan AKP ciddi savrulmalar yaşamakta, demokratik temayülleri tamamen terketmektedir. Kürt illerinde kurduğu ittifaklar çatlamakta, tüm bu savrulmalardan kaynaklı kitle tabanı kayıpları yaşamakta, ciddi oy kaybına uğrayıp hükümet etme çoğunluğunu kaybetmektedir. AKP bu ay itibariyle birinci parti olma özelliğini 20 yıldır ilk kez kaybetmekte, %30 bandının altında dolaşmaktadır. 2023 Mayıs ayında yapılması beklenen genel seçimlerle ilgili ciddi endişe taşıyan RecepTayyip Erdoğan bir dizi mitinglere başlamıştır. Devletin ve elindeki belediyelerin tüm olanaklarını kullanarak güç gösterisi yaparak “mihrap” yerinde demeye çalışıyor.
Son yıllarda aydın ve yazar suikastı ve faili meçhul cinayetler pek görülmemekte, buna rağmen işkence, kötü muamele şikayetleri artmaktadır. Bu cinayetlerin son bulmasının nedeni bu eylemleri organize eden GLADİO ve Feto oluşumu zaten AKP hükümetinin asli müttefikleri idi. Kendi hükümetleri döneminde eylem yapamaz oldular.
AKP-MHP hükümeti kitle tabanını kaybettikçe o eski faşist, ırkçı eylemliliklere başvurmakta hükümetin tüm olanaklarını kullanırken, yeniden Cemevlerine ve Alevi Vatandaşlara karşı eylemlilikleri tesvik etmektedir. Cumhuriyet tarihi içinde çeşitli kereler Anadolu topraklarında ve metropollerde ilerici yaşam biçimine sahip olan Alevi topluluklara karşı uygulanan faşist saldırılar, devlet eliyle organize bir şekilde yapılmıştır. O Amerikancı faşist cuntacılara darbeye gerekçe yaratmak için Maraş'ta yüzlerce kadın ve çocuğu katlettirmişlerdir. Maraş katliamı sonrası 12 ilde sıkıyönetim uygulamasına geçilmiş asker sahaya inmiş, Çorum katliamı ile açık yüzleri ortaya çıkan GLADİO’cu çeteler, Sivas’ta ALİ BABA mahallesinde tezgahladıkları katliam girişiminden ağır hasar almışlardır. Çünkü 1979’lu yıllarda bu faşist saldırı ve katliamlara karşi devrimci halk güçleri DİRENİŞ KOMİTELERİ’nde örgütlenmişti. Sivas/ Ali Baba mahallesi katliamında onlarca zayiat veren GLADİO ve yerli çeteleri, destekledikleri MC hükümeti marifeti ile Fatsa’da kurulu olan halkın devrimci yönetimine karşı dört koldan saldırıya geçmişlerdir.
O zamanın Başbakanı Süleyman Demirel, Çorum'u bırakın Fatsa’ya bakın derken askeri sahaya çağırmaktaydı. Türkiye’de bulunan sağ siyasi partilerin genlerinde Amerikan uşaklığı ve halk düşmanlığı vardır. Halkın direnişiyle baş edemediklerinde Askeri sahaya çağırıp halkı ezdirme geleneklerine sahiptirler.
Bugünlerde Alevi kuruluşlara ve inanç evlerine yapılan saldırılar geçmişin kötü bir kopyasıdır. Erdoğan ve faşist ortağında, Alevi-Devrimci düşmanlığı yeniden nüksetmeye başladı. Burjuvazinin, Türkiye’de en korktuğu gücün Fikri SÖNMEZ temelli siyasi alternatifliktir. Devrimci halk güçlerininin kuracağı hükümetin uzun yıllar iktidarda kalacağı aşikardır. Bir de, CHP’de yaşanan Demokratik Değişim rüzgari Mustafa Kemal Atatürk’ün halkçı, devrimci siyasi çizgiye evrilirse Türkiye yeniden 21. yüzyıla damga vurur hale gelecektir.
Herkes şunu bilsin! Alevi inancına sahip olan arkadaşlarımız bizim herşeyimizdir. Erdoğan şunu iyi bilsin;Terzi FİKRİ SÖNMEZ, Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra gelen en büyük yöneticimizdir.
21.yy’da Türkiye’nin Devrimci Halk Güçleri, Fikri Abinin yolunda yürüyecektir. Çünkü bizler bu idealler için çok bedel ödedik.
Sıra bizde!
SIRA DEVRİMCİLERDE !