petshop
Mecidiyeköy escort Şişli escort Bakırköy escort Halkalı escort Avcılar escort Şirinevler escort Bahçeşehir escort Taksim escort Beşiktaş escort Kartal escort Kadıköy escort Ümraniye escort Anadolu Yakası escort Maltepe escort Beylikdüzü escort Pendik escort Avrupa yakası escort Adana escort Kocaeli escort Antalya escort Gaziantep escort beşiktaş escort ataköy escort şişli escort eskişehir escort fethiye escort sakarya escort muğla escort malatya escort samsun escort denizli escort konya escort kayseri escort ankara escort bursa escort

Erzurum Evden Eve Nakliyat Aşkale Evden Eve Nakliyat Aziziye Evden Eve Nakliyat Çat Evden Eve Nakliyat Hınıs Evden Eve Nakliyat Horasan Evden Eve Nakliyat İspir Evden Eve Nakliyat Karayazı Evden Eve Nakliyat Karaçoban Evden Eve Nakliyat Köprüköy Evden Eve Nakliyat Narman Evden Eve Nakliyat Palandöken Evden Eve Nakliyat Olur Evden Eve Nakliyat Otlu Evden Eve Nakliyat Pazaryolu Evden Eve Nakliyat Pasinler Evden Eve Nakliyat Şenkaya Evden Eve Nakliyat Tekman Evden Eve Nakliyat Tortum Evden Eve Nakliyat Uzundere Evden Eve Nakliyat Yakutiye Evden Eve Nakliyat

Gebze escort bayan

Seyhan Odabaş
Köşe Yazarı
Seyhan Odabaş
 

DEMOKRASİ ama NASIL BİR DEMOKRASİ...

1980 Askeri Faşist Cuntası'nın kurduğu düzen yüzyıllık Demokrasi deneyimlerini yerle bir etmiş, Ulusal Devletin kurduğu eşit yurttaş aidiyeti anlayışı yerine vahşi Kapitalist üretim ilişkilerinin getirdiği kestirmeden köşeyi dönmeyi bilen makbul vatandaş aidiyetine evrilmiştir.  Kooperatifler, Sendikalar, Dernekler, Kollektif Dayanışma Birimleri yerine, Hemşeri Dernekleri, STK’ lar, Mikro-Milliyetçi, Irkçı Yapılar, Sarı Sendikalar ve Tarikat-Cemaat yapılarının yaygınlaştırılması, toplumsal muhalefetin doğru devrimci çizgiye kanalize olmasının önüne geçilmiştir. 12 Eylül 1980'de Türkiye'de yeni bir sistem kurulmuş, bu sistem Faşizmi meşrulaştırmış ve Anayasal temellere dayandırmış, Cuntayla mücadele eden Devrimci Halk Güçleri ve Demokrasi Bileşenleri ağır yenilgiler yaşamış, toplumun büyük bir kısmı bu zulümde bedel ödemiştir. Bu ağır yenilgi sadece fiziki kayıplar düzeyinde yaşanmamış, yıllarca etkisini taşıdığımız psikolojik yenilgilerle katmerleşmiştir. Cuntanın lideri, Kenan Evren idam ettiği gençleri açıklarken; biz tarafsız, bir sağdan bir soldan asıyoruz diyerek 20’li yaşlarda ülkesi için çare arayan gençleri alçakça katletmiştir. 12 Eylül rejimi ciddi bir Cephesel direniş yaşamadığı için süreklilik kazanmış ve 1984'de Faşizme karşı Birleşik Direniş Cephesi kurulmuşsa da, sol hareketlerin yenilgileri bu cephenin etkisini azaltmış, demokrasiye geçiş sürecinde Kürt siyasi yapısı dışında kalan tüm sol hareketler dağılmıştır.  Kürt siyasal yapıların kendi öznel sorunlarını temel alması zamanla bu yapılarında yeni düzende etkisiz kalmasına neden olmuş, Cuntanın militarist güçleri her türlü demokratik oluşumları tek tek avlamış bir milyon insan Cuntanın tezgahlarından geçmiştir. Faşist Cuntanın, siyaset sahnesinden sürdüğü Devrimci Halk Güçleri 1990’lara kadar tutsak hayatı yaşamış, yeni kurulan Demokrasicilik oyununa adapte olamamıştır.  10 yıllık boşluğu bakın kimler doldurmuş: STK’lar ve hemşeri derneklerini teşvik eden sağ hükümetler sivil toplumculuk adı altında siyasal İslamcılığın önünü açmış siyasal İslamcı görünümlü ANAP, AKP, MHP  gibi partiler Türkiye'yi 50 yılda çok sağlam soymuş, uluslararası holdinglerin vesayeti altına sokmuştur. 1990’lı yıllar sağda ve solda liberalizm demagojisiyle geçmiş oldu.  2 .dünya savaşı sonrası yıkılan Almanya ve Avrupa yeni bir süreçle karşılaşmıştır. Alman Sosyal-Demokrat partisi lideri Willy Brandt'in formüle ettiği Sosyal-Liberal sentez ve AB tahallülü kabül görmüş, Avrupa'da yaşanan Faşist, Nazi yapıların yerine Demokratik kurum ve kuralların kalıcı olmasını sağlamış, ekonomik ve sosyal kalkınma yaşanmıştır. Willy Brandt kimdir? Çağdaş Sosyal-Demokrat politikaların ve oluşumların teorisyeni ve lideridir. Alman Nazi Faşizmine karşı yeraltı örgütüne, Norveç direnişine, İspanya iç savaşına katılan Anti-Faşist siyaset adamıdır. İskandinav Sosyalist'lerle SPD’ye katılıp Avrupa'da pragmatist, reformist, Demokratik-Sosyalist anlayışı Avrupa'ya yaymış ve CHP'ninde üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonalistliğin liderliğini yapmıştır.  1992 yılında ölen Brandty, Türkiye'nin Demokrasi ve AB sürecinde desteklemiş, Almanya'nın kalkınması ve Türkiye'den iş gücü transferinde önemli rol oynamış, uzun süre Almanya Başbakanlığı yapmış, Nobel Barış ödüllü Sosyalist liderdir. Erdoğanın,başkanlık rejimi kampanyasına karşı oluşan HAYIR cephesi birlikteliği etkili olmuştur. Gezi Direnişi ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı ADALET yürüyüşü, yerel seçimlerde yaşanan ittifak zaferleri toplumda ve Demokrasi Güçlerinin saflarında umut ışığı olmuştur. 2023 yılında yapılacak olan seçimler için 6 Parti'nin kurduğu birlik masası ve açıklanan Demokratik Parlamenter Sisteme geçiş süreçi kabul görmüşse de eksik kaldığı anlaşılmıştır. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı demokrasiye geçiş süreç yönetimi toplumda karşılık bulmuştur. CHP kadroları ve seçmeni yeni bir Ekmeleddin İhsanoğlu tramvası yaşamak istememekte, Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu gibi figürlerin oy bazında taşınmasını içlerine sindirememektedir. CHP seçmeni Başkanlık adaylığı dışında her partinin kendi milletvekillerini kendilerinin seçmesinden yanadır. Kocaeli'nde yıllardır yürütülen Mikro-Milliyetçi yapıların ponpalanması, Tarikat-Cemaat kurumlarının hükümet tarafından desteklenmesi ciddi gerici merkezlerin oluşmasına yol açmıştır. Ekonomik krizinden dolayı alıştıkları avantaları azalan bu asalaklar, başka arayışlara girmiş, sanki AKP kirli  kendileri temizmiş gibi ahlak zabıtaları olmaya başlamışlardır. Batan AKP gemisini terkedip kendilerine yeni avantajlı yerlerde yer açmaya çalışmaktadırlar. Kocaeli genelinde binlerce hemşeri dernekleri kurulmuş bu dernekler sosyal faaliyetler dışında herşey yapmakta, çoğu zaten kumar merkezleri olmuş, büyük kısmında tarıkatlara insan devşirme merkezleri haline gelmiştir. 40 yaş altı nesil yönetim kademelerinde ve siyasi belirleyicilik merkezlerinde hiçbir şekilde yer alamamakta, tüm kurumları yaşlı kuşaklar yönetmektedir. Seçmenin ve çalışan aktif nüfusun %70’ni temsil eden 40 yaş altı nesil yönetici kademelerinde %10’u bile bulamamaktadır. Kamuoyu yoklamalarında oy vermeyeceklerin ve kararsızların oranı %20’yi aşmaktadır. Seçmen profili ve seçmen alışkanlıklarına bilimsel bakmak önemlidir. Toplumun tüm kesimlerini ölçmek ve değerlendirmek geleceğin yol hatırasını çizmek açısından önemlidir. Seçmenin %20’si sandığa gitmeyecektir. Bu 12 milyon seçmen ve 20 milyona yakın insan demektir. Seçmen ekonomik krizden etkilenmiş geleceğinden umutsuzdur. 40 yaş altı nesil de bu oran %30’ları aşabilir. Bütün bu olumsuzlukların nedeni aşırı siyasallaşma  hastalığına tutulmuş siyaset kadrolarının hiç bir şekilde yeni figürlere yer açmamalarından kaynaklanıyor. Parti içi Demokrasi ve ön seçimin zorunlu olmamasıda bunu tetiklemektedir. Türkiye'de hiçbir siyasi parti dünya standartlarına uygun asgari Demokratik niteliğe sahip değildir. Bu sürdürülebilir bir durum değildir. Bu kadar olumsuzluklar karşısında, Demokrasi ama nasıl bir Demokrasi sorusunun cevabını bizim verebilmemiz mümkün değildir. Temsili Demokrasinin bittiği,"Doğrudan Demokrasi" nın kural ve kurumlarının geçerli olduğu AB ve Avrupa parlamentosunda yerimizi alabilmemiz, muassir medeniyet seviyesi hedefimizin ta kendisidir. 1. Çarşaf listenin esas alınıp blok listenin yasaklandığı 2. Partilerin tüm kademelerinin üyelerle belirlendiği ( Genel Başkan, PM, Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Meclis Üyeleri, İl ve İlçe Örgütleri ) dahil 3. Milletvekillerinin, Belediye Başkanlarının, Meclis Üyelerinin geri çağrılabildiği 4. Resmi dilin yanı sıra, Anadilde eğitim dahil tüm milliyetlerin özgürce kendilerini ifade edebildiği bir siyasi partiler yasası ve demokratik kurumların oluşturulmasıdır.  Bu Demokrasi örneğini bizim bulma ihtimalimız kalmamış, var olanı da  geriletmişiz.  2023 Türkiye'sinde Temsili Demokrasi bitmiştir, kişilere bağlı BEN merkezli liderlik yerine, BİZ’in olduğu doğrudan Demokrasi'nin zamanı demeliyiz. AB sürecini yeniden önümüze koymalıyız.
Ekleme Tarihi: 03 Mart 2022 - Perşembe

DEMOKRASİ ama NASIL BİR DEMOKRASİ...

1980 Askeri Faşist Cuntası'nın kurduğu düzen yüzyıllık Demokrasi deneyimlerini yerle bir etmiş, Ulusal Devletin kurduğu eşit yurttaş aidiyeti anlayışı yerine vahşi Kapitalist üretim ilişkilerinin getirdiği kestirmeden köşeyi dönmeyi bilen makbul vatandaş aidiyetine evrilmiştir. 
Kooperatifler, Sendikalar, Dernekler, Kollektif Dayanışma Birimleri yerine, Hemşeri Dernekleri, STK’ lar, Mikro-Milliyetçi, Irkçı Yapılar, Sarı Sendikalar ve Tarikat-Cemaat yapılarının yaygınlaştırılması, toplumsal muhalefetin doğru devrimci çizgiye kanalize olmasının önüne geçilmiştir.

12 Eylül 1980'de Türkiye'de yeni bir sistem kurulmuş, bu sistem Faşizmi meşrulaştırmış ve Anayasal temellere dayandırmış, Cuntayla mücadele eden Devrimci Halk Güçleri ve Demokrasi Bileşenleri ağır yenilgiler yaşamış, toplumun büyük bir kısmı bu zulümde bedel ödemiştir. Bu ağır yenilgi sadece fiziki kayıplar düzeyinde yaşanmamış, yıllarca etkisini taşıdığımız psikolojik yenilgilerle katmerleşmiştir. Cuntanın lideri, Kenan Evren idam ettiği gençleri açıklarken; biz tarafsız, bir sağdan bir soldan asıyoruz diyerek 20’li yaşlarda ülkesi için çare arayan gençleri alçakça katletmiştir.

12 Eylül rejimi ciddi bir Cephesel direniş yaşamadığı için süreklilik kazanmış ve 1984'de Faşizme karşı Birleşik Direniş Cephesi kurulmuşsa da, sol hareketlerin yenilgileri bu cephenin etkisini azaltmış, demokrasiye geçiş sürecinde Kürt siyasi yapısı dışında kalan tüm sol hareketler dağılmıştır.  Kürt siyasal yapıların kendi öznel sorunlarını temel alması zamanla bu yapılarında yeni düzende etkisiz kalmasına neden olmuş, Cuntanın militarist güçleri her türlü demokratik oluşumları tek tek avlamış bir milyon insan Cuntanın tezgahlarından geçmiştir.

Faşist Cuntanın, siyaset sahnesinden sürdüğü Devrimci Halk Güçleri 1990’lara kadar tutsak hayatı yaşamış, yeni kurulan Demokrasicilik oyununa adapte olamamıştır. 

10 yıllık boşluğu bakın kimler doldurmuş:

STK’lar ve hemşeri derneklerini teşvik eden sağ hükümetler sivil toplumculuk adı altında siyasal İslamcılığın önünü açmış siyasal İslamcı görünümlü ANAP, AKP, MHP  gibi partiler Türkiye'yi 50 yılda çok sağlam soymuş, uluslararası holdinglerin vesayeti altına sokmuştur. 1990’lı yıllar sağda ve solda liberalizm demagojisiyle geçmiş oldu. 

2 .dünya savaşı sonrası yıkılan Almanya ve Avrupa yeni bir süreçle karşılaşmıştır. Alman Sosyal-Demokrat partisi lideri Willy Brandt'in formüle ettiği Sosyal-Liberal sentez ve AB tahallülü kabül görmüş, Avrupa'da yaşanan Faşist, Nazi yapıların yerine Demokratik kurum ve kuralların kalıcı olmasını sağlamış, ekonomik ve sosyal kalkınma yaşanmıştır.

Willy Brandt kimdir? Çağdaş Sosyal-Demokrat politikaların ve oluşumların teorisyeni ve lideridir. Alman Nazi Faşizmine karşı yeraltı örgütüne, Norveç direnişine, İspanya iç savaşına katılan Anti-Faşist siyaset adamıdır. İskandinav Sosyalist'lerle SPD’ye katılıp Avrupa'da pragmatist, reformist, Demokratik-Sosyalist anlayışı Avrupa'ya yaymış ve CHP'ninde üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonalistliğin liderliğini yapmıştır. 

1992 yılında ölen Brandty, Türkiye'nin Demokrasi ve AB sürecinde desteklemiş, Almanya'nın kalkınması ve Türkiye'den iş gücü transferinde önemli rol oynamış, uzun süre Almanya Başbakanlığı yapmış, Nobel Barış ödüllü Sosyalist liderdir.
Erdoğanın,başkanlık rejimi kampanyasına karşı oluşan HAYIR cephesi birlikteliği etkili olmuştur. Gezi Direnişi ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı ADALET yürüyüşü, yerel seçimlerde yaşanan ittifak zaferleri toplumda ve Demokrasi Güçlerinin saflarında umut ışığı olmuştur.

2023 yılında yapılacak olan seçimler için 6 Parti'nin kurduğu birlik masası ve açıklanan Demokratik Parlamenter Sisteme geçiş süreçi kabul görmüşse de eksik kaldığı anlaşılmıştır. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı demokrasiye geçiş süreç yönetimi toplumda karşılık bulmuştur. CHP kadroları ve seçmeni yeni bir Ekmeleddin İhsanoğlu tramvası yaşamak istememekte, Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu gibi figürlerin oy bazında taşınmasını içlerine sindirememektedir. CHP seçmeni Başkanlık adaylığı dışında her partinin kendi milletvekillerini kendilerinin seçmesinden yanadır.

Kocaeli'nde yıllardır yürütülen Mikro-Milliyetçi yapıların ponpalanması, Tarikat-Cemaat kurumlarının hükümet tarafından desteklenmesi ciddi gerici merkezlerin oluşmasına yol açmıştır. Ekonomik krizinden dolayı alıştıkları avantaları azalan bu asalaklar, başka arayışlara girmiş, sanki AKP kirli  kendileri temizmiş gibi ahlak zabıtaları olmaya başlamışlardır. Batan AKP gemisini terkedip kendilerine yeni avantajlı yerlerde yer açmaya çalışmaktadırlar. Kocaeli genelinde binlerce hemşeri dernekleri kurulmuş bu dernekler sosyal faaliyetler dışında herşey yapmakta, çoğu zaten kumar merkezleri olmuş, büyük kısmında tarıkatlara insan devşirme merkezleri haline gelmiştir.

40 yaş altı nesil yönetim kademelerinde ve siyasi belirleyicilik merkezlerinde hiçbir şekilde yer alamamakta, tüm kurumları yaşlı kuşaklar yönetmektedir. Seçmenin ve çalışan aktif nüfusun %70’ni temsil eden 40 yaş altı nesil yönetici kademelerinde %10’u bile bulamamaktadır. Kamuoyu yoklamalarında oy vermeyeceklerin ve kararsızların oranı %20’yi aşmaktadır.

Seçmen profili ve seçmen alışkanlıklarına bilimsel bakmak önemlidir. Toplumun tüm kesimlerini ölçmek ve değerlendirmek geleceğin yol hatırasını çizmek açısından önemlidir. Seçmenin %20’si sandığa gitmeyecektir. Bu 12 milyon seçmen ve 20 milyona yakın insan demektir. Seçmen ekonomik krizden etkilenmiş geleceğinden umutsuzdur. 40 yaş altı nesil de bu oran %30’ları aşabilir. Bütün bu olumsuzlukların nedeni aşırı siyasallaşma  hastalığına tutulmuş siyaset kadrolarının hiç bir şekilde yeni figürlere yer açmamalarından kaynaklanıyor. Parti içi Demokrasi ve ön seçimin zorunlu olmamasıda bunu tetiklemektedir. Türkiye'de hiçbir siyasi parti dünya standartlarına uygun asgari Demokratik niteliğe sahip değildir. Bu sürdürülebilir bir durum değildir.

Bu kadar olumsuzluklar karşısında, Demokrasi ama nasıl bir Demokrasi sorusunun cevabını bizim verebilmemiz mümkün değildir.
Temsili Demokrasinin bittiği,"Doğrudan Demokrasi" nın kural ve kurumlarının geçerli olduğu AB ve Avrupa parlamentosunda yerimizi alabilmemiz, muassir medeniyet seviyesi hedefimizin ta kendisidir.

1. Çarşaf listenin esas alınıp blok listenin yasaklandığı

2. Partilerin tüm kademelerinin üyelerle belirlendiği ( Genel Başkan, PM, Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Meclis Üyeleri, İl ve İlçe Örgütleri ) dahil

3. Milletvekillerinin, Belediye Başkanlarının, Meclis Üyelerinin geri çağrılabildiği

4. Resmi dilin yanı sıra, Anadilde eğitim dahil tüm milliyetlerin özgürce kendilerini ifade edebildiği bir siyasi partiler yasası ve demokratik kurumların oluşturulmasıdır. 

Bu Demokrasi örneğini bizim bulma ihtimalimız kalmamış, var olanı da  geriletmişiz. 

2023 Türkiye'sinde Temsili Demokrasi bitmiştir, kişilere bağlı BEN merkezli liderlik yerine, BİZ’in olduğu doğrudan Demokrasi'nin zamanı demeliyiz. AB sürecini yeniden önümüze koymalıyız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelidetay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Çukurova escort Seyhan escort Ankara escort Mamak escort Etimesgut escort Polatlı escort Pursaklar escort Haymana escort Çankaya escort Keçiören escort Sincan escort izmir escort aliağa escort balçova escort bayındır escort bayraklı escort bergama escort beydağ escort bornova escort buca escort çeşme escort çiğli escort dikili escort foça escort gaziemir escort güzelbahçe escort karabağlar escort karaburun escort karşıyaka escort kemalpaşa escort kiraz escort kınık escort konak escort menderes escort menemen escort narlıdere escort ödemiş escort seferihisar escort selçuk escort tire escort torbalı escort urla escort bostanlı escort mavişehir escort alsancak escort üçyol escort bursa escort altınşehir escort gemlik escort görükle escort gürsu escort inegöl escort kestel escort mudanya escort nilüfer escort orhangazi escort soğanlı escort yıldırım escort antalya escort akseki escort aksu escort belek escort demre escort döşemealtı escort elmalı escort finike escort gazipaşa escort gündoğmuş escort ibradı escort kaş escort kemer escort kepez escort konyaaltı escort korkuteli escort kumluca escort lara escort manavgat escort muratpaşa escort serik escort alanya escort Eskişehir escort Gaziantep escort Şahinbey escort Nizip escort Şehitkamil escort İstanbul escort Merter escort Nişantaşı escort Şerifali escort Maltepe escort Sancaktepe escort Eyüpsultan escort Şişli escort Kayaşehir escort Büyükçekmece escort Beşiktaş escort Mecidiyeköy escort Zeytinburnu escort Sarıyer escort Bayrampaşa escort Fulya escort Beyoğlu escort Başakşehir escort Tuzla escort Beylikdüzü escort Pendik escort Bağcılar escort Ümraniye escort Üsküdar escort Esenyurt escort Küçükçekmece escort Esenler escort Güngören escort Kurtköy escort Bahçelievler escort Sultanbeyli escort Ataşehir escort Kağıthane escort Fatih escort Çekmeköy escort Çatalca escort Bakırköy escort Kadıköy escort Avcılar escort Beykoz escort Kartal escort şirinevler escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Malatya escort Manisa escort Mersin escort Yenişehir escort Mezitli escort Erdemli escort Silifke escort Akdeniz escort Anamur escort tarsus escort Muğla escort Bodrum escort Milas escort Dalaman escort Marmaris escort Fethiye escort Datça escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort Aydın escort Bolu escort Denizli escort Diyarbakır escort Düzce escort Konya escort Kütahya escort Sakarya escort