Merkezi Devlet, kendisini vatandaşta aldığı kararlar ve kendisini temsil eden yereldeki yöneticileri ile anlamlandırır. Hükümetlerin aldığı kararlar ne derece önemli ise; onu uygulayan bürokratik ağ da o derece önemlidir. İlleri baz aldığımızda ise o bürokratik ağın en tepesinde valiler yer alır.
Kocaeli'de yaşayan vatandaşlar olarak geçtiğimiz günlerde ilimiz valisi Seddar Yavuz'un yapmış olduğu laiklik çıkışı ile şaşkına döndük. Sayın Vali, Laiklik ilkesini salt Anayasada yazan bir durum olarak görüyor ve devletin ideolojisinin İslam olduğunu düşünüyor. Bu Devletin temel dayanağı olan Anayasa ile çelişmektedir. Zira Laiklik, oluşum sürecinde de açıkça belli olduğu üzere dini, dili, ırkı ne olursa olsun bu ülkeye vatandaşlık bağı ile aidiyeti olan herkese eşit muamele etmeyi öngörür ve Laik Devletin bir dini olamaz. Laik Devlette azınlık diye tabir edilen bir sınıflandırma da olamaz. Valimiz bu ilde yaşayan Gayrimüslim insanlara farklı muamele ile hizmet mi edecektir? Kendisini devlet adamlığı ile zerre bağdaşmayan bu yakışıksız açıkmalar karşısında özür dilemeye davet ediyorum. Zira bu valinin görevi Anayasa'da yer alan kanun ve ilkelerin gündelik hayatta uygulanmasını sağlayacak zemini oluşturmasıdır, onları tartışmaya açmak değil.
Bir diğer ilginç Vali haberi ise Hayat'dan geldi. Zafer Partisi Genel Başkanı ve milletvekili Ümit Özdağ ve beraberindeki heyet, il sınırları içerisine alınmadı. Ümit Özdağ ve Jandarma Komutanı olan kişi arasındaki dialog, bürokrasideki çürümenin sanırım en net göstergesi olmuştur. Anayasal hak ihlali olan bu kararı emir tasdik yapan komutana mı yoksa ona bu emri veren valiye mi sitem etsem bilemedim. Çok üzücü ve tehlikeli bir hal bu. Her iki kişiden birinin Suriyeli olduğu bu kent artık vatan toprağı değil midir? Öyleyse bir milletvekilini nasıl olur da kente sokmazsınız?
Tüm vatandaşa eşit muamele etmesi gereken bu bürokratik zümrenin politize olması, ne derece tehlikelidir? Bu sorunun cevabını yaşayarak görüyoruz. Laiklik bu gibi tehlikelerin önüne geçen en önemli erdem bariyerlerinden birisidir.
Bilinmelidir ki; Atatürk, salt şahsiyeti ile değil, ilkeleri ile de kırmızı çizgimizdir!
Ayrıca bugün kaybettiğimiz büyük sanatçımız Cüneyt Arkın'ı saygı ve minnetle anıyorum. Tüm sevenlerinin başı sağolsun.