Tarihi; kişilerin bireysel etkilerinden çok toplumsal olayların belirlediğini kabül edersek bilimsel doğruları yakalamış oluruz. Türkiye'de 1920'li yıllarda yaşanan devinimler ve devrimler Anadolu''da yaşanan nicel birikimlerin patlamasıyla açıklanabilir. Türkiye'yi Atatürk kurtardı, amenna Atatürk'ümüz bin yılın en nitelikli lideri idi, peki Milli Demokratik Devrimimizi onlarca cephede canlarıyla başarıya yürüten devrimci kadroları nereye koyacağız? Türk Devrimi; emperyalist, kapitalist sistemin çarkına çomak sokmuştur. 1.Dünya Savaşı’nın galip devletleri Türk Devrimi’nden ciddi yara almış, Sovyet Devrimi ve Türk Devrimi'nin yaşanmasından sonra emperyalist ülkeler artık racon kesemez hale gelmiştir. Emperyalist bloğun jandarması İngiltere ise Türkiye'de yaşadığı yenilgiden sonra yerini Amerika'ya kaptırmış, artık dünya emperyalist-kapitalist sistemin JANDARMASI, Amerika ve Pentagon olmuştur.
Türk Devrimi'nin liderleri demokratik parlamenter sistemi önceleyerek halk demokrasisini kurmak istemiş bunda da başarılı olmuştur. Kuvâ-yi Milliye ile başlayan örgütsel oluşum, Cumhuriyet Halk Fırkası olarak mecliste yerini almış daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olarak siyaset arenasında etkinliğini sürdürmüştür. CHP burjuva partisi olarak kurulmamış aksine küçük burjuvazinin ve asker, sivil, memur, köylülünün en devrimci kanadının yani anti-emperyalist savaşın içinde yer alan Türk Halkı tarafından kurulmuştur.
"CHP burjuva partisidir, bundan bir şey olmaz" yaklaşımı doğru değildir. Bugün Türkiye’de yaşayan demokrasi güçlerinin en önemli görevi bu baskıcı ve zalim hükümetin yıkılması için cephesel bir birliktelik kurmaktır. Bu birlikteliği kurmaya çalışan Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vermek güç vermek en önemli görev haline gelmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Milli Demokratik Devrimci hükümet modeli 1950 karşı devrimi ile dumura uğramış; 1971-12 Mart askeri faşist darbesi ile devlet ve hükümet modeli halkçı devrimci tabii ki Atatürkçü çizgiyi terk etmiştir. Faşist niteliğe dönüşmüş, bugün içinde yaşadığımız hükümet modelinin özünü oluşturmuştur.
Bu faşist düzenden kurtulmanın tek yolu FAŞİZME KARŞI BİRLEŞİK DİRENİŞ CEPHESİ kurmaktan geçtiğini bilmeliyiz.
"Nasıl bir birlik?" sorusunun tek cevabı var: AKP-MHP ve faşist kliğe karşı olan tüm partilerle ortak CEPHE. Kemal Bey bunu yapmaya çalışıyor. Başaracak gibi de görünüyor. Bunun tek bir yolu var gelecek iktidar örneğinin NÜVELERİ'ni bugünden oluşturmak gibi. Bu demokrasi mücadelesinin lideri CHP ve Kemal Bey olsa dahi örgütlü gücü HDP oluşturmaktadır.
Faşizme karşı mücadelede eylemde birlik yapmak ancak ajitasyon ve propaganda da serbest davranmak cephesel örgütlenmelerin temel yöntemidir. Geçen hafta sosyal medya hesaplarımdan CHP Kocaeli İl yöneticilerine bu konuyla ilgili uyarı paylaşımında bulundum. Bu paylaşımımdaki tehlike konusunda İl başkanı Harun Yıldızlı'yı aradım endişelerimi dile getirmeme rağmen her zamanki gibi “hayır ha" tutumu takınmış sanırım ciddiye almamıştır.
CHP'nin; İyi Parti, DP, Saadet gibi partilerle ittifak yapması onlara benzememizi gerektirmiyor. CHP; İYİ Parti'ye veya DP'ye benzeyemez veya burjuvaziyi temsil eden SAĞ siyasete kayamayız. Buradan o partileri uyarmaya gerek yoktur çünkü onlara söyleyeceğim bir şey de yoktur keza onlar CHP'yi tırtıklayarak oy devşirmeye çalışıyorlar.
Türkiye'de yaşanan ağır ekonomik ve sosyal krizden etkilenen emekçi halk güçleri CHP yöneticilerinin ve kadrolarının onlara dokunmalarını bekliyor. Ancak CHP örgütleri sandık bazlı örgütlenme yöntemi olan "öbek" leri dahi yapamamıştır. Parti, kamuoyuna veya kent gündemine bu konuda bir sayfalık rapor yayınlayamamıştır. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yüzbinlerce ev ziyaretleri yapmış sırtında 5 yıllık hapis cezası olduğu halde ev ev gezerek ÖBEK çalışmalarını şürdürmektedir. Bugüne kadar örgütün ziyaret ekiplerinin önüne koyduğu ve İzmit Belediye Başkanının veya milletvekillerinin yaptığı ÖBEK çalışması raporunu ne yazık ki okumadık, duymadık.
Evet CHP Kocaeli İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu değildir ancak CHP İstanbul İl Örgütü yanıbaşımızdadır. Bilmiyorsanız yardım almalısınız. CHP Kocaeli İl Örgütü'nde görev yapan kadroların kendi sokaklarında bile ÖBEK oluşumlarını kurdukları söylenemez.
Kulis siyaseti ve basında laf yetiştirmekle bir yere varılamaz. Bayramda, seyranda fotoğraf vermek reklam ve -mış gibi olduğundan ÖLÇME-DEĞERLENDİRME yapmanın önemini anlamak gerekiyor. CHP örgütleri kendi üyelerinin dinamiğini sahaya yansıtamıyor, partinin kadrolarına insiyatif tanınmıyor.
Bu yazıdan sonra da değişen birşey olmayacak!
Kocaeli CHP üyeleri ve Sol Cephe bileşenleri Faşizm'den kurtulmak istiyorsa kendi yolunu kendileri çizmelidir.
CHP üyeleri; ÖN SEÇİM bizden kaçırılıp burjuva adaylar dayatılırsa CHP Kocaeli'nde 3. parti olur diyor ve haklılar da. Bugünkü CHP içindeki sağcı zihniyet o sağcı ittifak partilerde yerini alır. Kocaeli; Sakarya'ya, Erzurum'a döner.
Bu tehlikeyi hepimiz ciddiye almalıyız. CHP bilmediğini bilmeyen bir kısım yöneticilere ve siyasetin iflah olmaz ZÜBÜKLERİNE bırakılmaması gereklidir.