petshop
Mecidiyeköy escort Şişli escort Bakırköy escort Halkalı escort Avcılar escort Şirinevler escort Bahçeşehir escort Taksim escort Beşiktaş escort Kartal escort Kadıköy escort Ümraniye escort Anadolu Yakası escort Maltepe escort Beylikdüzü escort Pendik escort Avrupa yakası escort Adana escort Kocaeli escort Antalya escort Gaziantep escort beşiktaş escort ataköy escort şişli escort eskişehir escort fethiye escort sakarya escort muğla escort malatya escort samsun escort denizli escort konya escort kayseri escort ankara escort bursa escort

Erzurum Evden Eve Nakliyat Aşkale Evden Eve Nakliyat Aziziye Evden Eve Nakliyat Çat Evden Eve Nakliyat Hınıs Evden Eve Nakliyat Horasan Evden Eve Nakliyat İspir Evden Eve Nakliyat Karayazı Evden Eve Nakliyat Karaçoban Evden Eve Nakliyat Köprüköy Evden Eve Nakliyat Narman Evden Eve Nakliyat Palandöken Evden Eve Nakliyat Olur Evden Eve Nakliyat Otlu Evden Eve Nakliyat Pazaryolu Evden Eve Nakliyat Pasinler Evden Eve Nakliyat Şenkaya Evden Eve Nakliyat Tekman Evden Eve Nakliyat Tortum Evden Eve Nakliyat Uzundere Evden Eve Nakliyat Yakutiye Evden Eve Nakliyat

Gebze escort bayan

Sinan Karakaya
Köşe Yazarı
Sinan Karakaya
 

Mühendisliğin ve Üniversitelerin Tarihsel Gelişimi: Sınıfsal Değişimlerin İzinde

Mühendisliğin geçmişi, insanlığın merak duygusu kadar eskidir. Atalarımız, doğanın sunduğu malzemeleri ve güçleri kullanarak, tıpkı bizim bugün yaptığımız gibi, insanlığın yararına çalışmaya ve bu güçleri kontrol altına almaya çalışmışlardır. Mühendislerin bu çabaları, onların toplumun ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir misyon üstlenmelerine neden olmuştur. Tarihsel dönemeçlerde kritik roller üstlenen mühendisler, toplumsal sorumlulukları arttıkça sınıfsal olarak kendi pozisyonlarını belirlemişlerdir. Bir önceki yazımda "Mühendis nasıl yapmalı?" diye sormuştum ancak bu sorunun cevabını tarihsel bir çerçevede sunmak gerekir. "Mühendisin Toplumsal Sorumluluğu" başlıklı yazı dizisinde tarihsel kesitler halinde anlatmaya çalışacağım. İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Doğuşu Ülkemizde üniversite tarihi, bugünkü adı İstanbul Teknik Üniversitesi olan ve 1773 yılında açılan Mühendishane-i Bahr-i Hümayun’un kuruluşu ile başlar. İlk adı “Mühendishane” olan bu üniversite, ulusal tarihimizin ilk üniversitesidir. I. Abdülhamit döneminde büyümeye devam eden bu kurum, III. Selim döneminde 1795'te adı Mühendishane-i Berr-i Hümayun (inşaat mühendisliği) olmuş ve bir kanunnameye bağlanmıştır. Bu kanun, üniversitenin kurulduğu dönemin koşulları içinde oldukça modern ve detaylıdır. Tanzimat Dönemi ve Modern Üniversitelerin Kuruluşu Bugünkü anlamda üniversitelerimizin tarihi, Tanzimat dönemi ile başlar. 1845’te “Meclis-i Muvakkat” adıyla, ulema, asker ve bürokratlardan oluşan yedi kişilik geçici bir meclis kurulmuş ve bir yıl çalışmıştır. Bu meclis, eğitim sisteminde yapılması düşünülen düzenlemeler için prensipler belirlemiş ve batıda olduğu gibi eğitimin ilk, orta ve yüksek olmak üzere üç basamaklı yapılmasını benimsemiştir. Tanzimat döneminde, bugün kullandığımız "üniversite" sözcüğüne karşılık Osmanlıca (Türkçe) "Darülfünun" terimi kullanılmışsa da içerik olarak batı tipi modern üniversite benimsenmiştir. 1933 yılına gelindiğinde, Darülfünun terimi yerine “üniversite” tercih edilerek, en son Darülfünun olan İstanbul Darülfünun’un adı İstanbul Üniversitesi'ne çevrilmiş ve böylece terim ve anlam itibarıyla üniversite batılı bir yapıya bürünmüştür. Darülfünun Dönemi Darülfünun, askeriye ve bürokrasinin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştirmeyi amaçlıyordu. I. Darülfünun 14 Ocak 1863’te öğretime başladı fakat çok geçmeden kapandı. 20 Şubat 1870’de II. Darülfünun (Darülfünun-u Osmani) açıldı. 1874'te III. Darülfünun, 1 Eylül 1900’de IV. Darülfünun ve 1908’de V. Darülfünun açıldı. 20 Nisan 1912’de Darülfünun Nizamnamesi yayımlandı ve adı İstanbul Darülfünun'una çevrildi. 11 Ekim 1919’da Darülfünun nizamnamesi yeniden düzenlendi ve bilimsel özerklik verildi. Cumhuriyet Dönemi ve 1933 Reformu 3 Mart 1924 tarih ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile bütün mektep ve medreselerle birlikte Darülfünun, Maarif Vekaleti'ne bağlandı. 21 Nisan 1924 tarih ve 493 sayılı kanun ile İstanbul Darülfünunu talimatnameleri yayımlandı, bilimsel ve idari özerklik verildi. Cumhuriyet döneminde çok ciddi devrimler yapılmışsa da Darülfünun'a dokunulmamıştır. 1930'dan itibaren Darülfünun çeşitli yayın organlarında eleştirilmeye başlanmış ve 1933'te İstanbul Darülfünun’u kaldırılarak İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. 1933 reformu, daha sonraki üniversite düzenlemeleri üzerinde belirleyici bir etki yapmıştır. Bu reform, cumhuriyet döneminden sonra üniversiteye bakışın anlaşılması bakımından önem taşımaktadır. 31 Temmuz 1933'te Darülfünun kapatılmış, toplam 240 olan öğretim elemanı kadrosu 53’e düşürülmüş ve diğer öğretim elemanlarının görevlerine son verilmiştir. Eski öğretim elemanlarının üçte ikisi işten atılmıştır. Bunların yerine Almanya’dan Hitler rejiminden kaçan öğretim üyeleri getirilmiştir. İstanbul Üniversitesi, 9 aylık bir boşluktan sonra 1934’te çıkarılan İstanbul Üniversitesi Talimatnamesi’nde belirlenen yeni esaslara göre düzenlenmiştir. 1946 (18.6.1946 tarih ve 4936 sayılı kanun), 1961 (61 anayasası madde 120, 115 sayılı kanun), 1973 (7.7.1973 tarih ve 1750 sayılı kanun), 1981 (6.11.1981 tarih ve 2547 sayılı kanun) olmak üzere üniversite kanununda en az 8 yıllık en çok 15 yıllık periyotlarda beş defa düzenleme yapılmıştır. Mühendislerin Sınıfsal Konumu Sermaye birikimine ihtiyaç duyulan ulusal devlet yapılarında mühendislerin sınıfsal pozisyonları, o günün konjonktüründe yeni doğan sermaye sınıfının bir parçası rolündedir. Ancak cumhuriyet devriminin tarihsel olarak ileri bir pozisyonda olması, mühendislerin ilerleyen süreçlerde toplumsal muhalefetin önemli bir parçası olmayı ve daha iyisini aramanın önünü açacaktır. Bu yazımızda, mühendisliğin tarihsel gelişimi ve sınıfsal konumundaki değişimlerin ana hatlarını inceledik. Gelecek yazılarda, öne çıkan önemli figürleri ve mühendislik mesleğinin toplumsal ve sınıfsal pozisyonlarındaki değişimleri daha ayrıntılı olarak ele alacağız.  
Ekleme Tarihi: 08 Temmuz 2024 - Pazartesi

Mühendisliğin ve Üniversitelerin Tarihsel Gelişimi: Sınıfsal Değişimlerin İzinde

Mühendisliğin geçmişi, insanlığın merak duygusu kadar eskidir. Atalarımız, doğanın sunduğu malzemeleri ve güçleri kullanarak, tıpkı bizim bugün yaptığımız gibi, insanlığın yararına çalışmaya ve bu güçleri kontrol altına almaya çalışmışlardır. Mühendislerin bu çabaları, onların toplumun ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir misyon üstlenmelerine neden olmuştur. Tarihsel dönemeçlerde kritik roller üstlenen mühendisler, toplumsal sorumlulukları arttıkça sınıfsal olarak kendi pozisyonlarını belirlemişlerdir. Bir önceki yazımda "Mühendis nasıl yapmalı?" diye sormuştum ancak bu sorunun cevabını tarihsel bir çerçevede sunmak gerekir. "Mühendisin Toplumsal Sorumluluğu" başlıklı yazı dizisinde tarihsel kesitler halinde anlatmaya çalışacağım.

İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Doğuşu

Ülkemizde üniversite tarihi, bugünkü adı İstanbul Teknik Üniversitesi olan ve 1773 yılında açılan Mühendishane-i Bahr-i Hümayun’un kuruluşu ile başlar. İlk adı “Mühendishane” olan bu üniversite, ulusal tarihimizin ilk üniversitesidir. I. Abdülhamit döneminde büyümeye devam eden bu kurum, III. Selim döneminde 1795'te adı Mühendishane-i Berr-i Hümayun (inşaat mühendisliği) olmuş ve bir kanunnameye bağlanmıştır. Bu kanun, üniversitenin kurulduğu dönemin koşulları içinde oldukça modern ve detaylıdır.

Tanzimat Dönemi ve Modern Üniversitelerin Kuruluşu

Bugünkü anlamda üniversitelerimizin tarihi, Tanzimat dönemi ile başlar. 1845’te “Meclis-i Muvakkat” adıyla, ulema, asker ve bürokratlardan oluşan yedi kişilik geçici bir meclis kurulmuş ve bir yıl çalışmıştır. Bu meclis, eğitim sisteminde yapılması düşünülen düzenlemeler için prensipler belirlemiş ve batıda olduğu gibi eğitimin ilk, orta ve yüksek olmak üzere üç basamaklı yapılmasını benimsemiştir. Tanzimat döneminde, bugün kullandığımız "üniversite" sözcüğüne karşılık Osmanlıca (Türkçe) "Darülfünun" terimi kullanılmışsa da içerik olarak batı tipi modern üniversite benimsenmiştir. 1933 yılına gelindiğinde, Darülfünun terimi yerine “üniversite” tercih edilerek, en son Darülfünun olan İstanbul Darülfünun’un adı İstanbul Üniversitesi'ne çevrilmiş ve böylece terim ve anlam itibarıyla üniversite batılı bir yapıya bürünmüştür.

Darülfünun Dönemi

Darülfünun, askeriye ve bürokrasinin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştirmeyi amaçlıyordu. I. Darülfünun 14 Ocak 1863’te öğretime başladı fakat çok geçmeden kapandı. 20 Şubat 1870’de II. Darülfünun (Darülfünun-u Osmani) açıldı. 1874'te III. Darülfünun, 1 Eylül 1900’de IV. Darülfünun ve 1908’de V. Darülfünun açıldı. 20 Nisan 1912’de Darülfünun Nizamnamesi yayımlandı ve adı İstanbul Darülfünun'una çevrildi. 11 Ekim 1919’da Darülfünun nizamnamesi yeniden düzenlendi ve bilimsel özerklik verildi.

Cumhuriyet Dönemi ve 1933 Reformu

3 Mart 1924 tarih ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile bütün mektep ve medreselerle birlikte Darülfünun, Maarif Vekaleti'ne bağlandı. 21 Nisan 1924 tarih ve 493 sayılı kanun ile İstanbul Darülfünunu talimatnameleri yayımlandı, bilimsel ve idari özerklik verildi. Cumhuriyet döneminde çok ciddi devrimler yapılmışsa da Darülfünun'a dokunulmamıştır.

1930'dan itibaren Darülfünun çeşitli yayın organlarında eleştirilmeye başlanmış ve 1933'te İstanbul Darülfünun’u kaldırılarak İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. 1933 reformu, daha sonraki üniversite düzenlemeleri üzerinde belirleyici bir etki yapmıştır. Bu reform, cumhuriyet döneminden sonra üniversiteye bakışın anlaşılması bakımından önem taşımaktadır. 31 Temmuz 1933'te Darülfünun kapatılmış, toplam 240 olan öğretim elemanı kadrosu 53’e düşürülmüş ve diğer öğretim elemanlarının görevlerine son verilmiştir. Eski öğretim elemanlarının üçte ikisi işten atılmıştır. Bunların yerine Almanya’dan Hitler rejiminden kaçan öğretim üyeleri getirilmiştir.
İstanbul Üniversitesi, 9 aylık bir boşluktan sonra 1934’te çıkarılan İstanbul Üniversitesi Talimatnamesi’nde belirlenen yeni esaslara göre düzenlenmiştir. 1946 (18.6.1946 tarih ve 4936 sayılı kanun), 1961 (61 anayasası madde 120, 115 sayılı kanun), 1973 (7.7.1973 tarih ve 1750 sayılı kanun), 1981 (6.11.1981 tarih ve 2547 sayılı kanun) olmak üzere üniversite kanununda en az 8 yıllık en çok 15 yıllık periyotlarda beş defa düzenleme yapılmıştır.

Mühendislerin Sınıfsal Konumu

Sermaye birikimine ihtiyaç duyulan ulusal devlet yapılarında mühendislerin sınıfsal pozisyonları, o günün konjonktüründe yeni doğan sermaye sınıfının bir parçası rolündedir. Ancak cumhuriyet devriminin tarihsel olarak ileri bir pozisyonda olması, mühendislerin ilerleyen süreçlerde toplumsal muhalefetin önemli bir parçası olmayı ve daha iyisini aramanın önünü açacaktır.
Bu yazımızda, mühendisliğin tarihsel gelişimi ve sınıfsal konumundaki değişimlerin ana hatlarını inceledik. Gelecek yazılarda, öne çıkan önemli figürleri ve mühendislik mesleğinin toplumsal ve sınıfsal pozisyonlarındaki değişimleri daha ayrıntılı olarak ele alacağız.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelidetay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Çukurova escort Seyhan escort Ankara escort Mamak escort Etimesgut escort Polatlı escort Pursaklar escort Haymana escort Çankaya escort Keçiören escort Sincan escort izmir escort aliağa escort balçova escort bayındır escort bayraklı escort bergama escort beydağ escort bornova escort buca escort çeşme escort çiğli escort dikili escort foça escort gaziemir escort güzelbahçe escort karabağlar escort karaburun escort karşıyaka escort kemalpaşa escort kiraz escort kınık escort konak escort menderes escort menemen escort narlıdere escort ödemiş escort seferihisar escort selçuk escort tire escort torbalı escort urla escort bostanlı escort mavişehir escort alsancak escort üçyol escort bursa escort altınşehir escort gemlik escort görükle escort gürsu escort inegöl escort kestel escort mudanya escort nilüfer escort orhangazi escort soğanlı escort yıldırım escort antalya escort akseki escort aksu escort belek escort demre escort döşemealtı escort elmalı escort finike escort gazipaşa escort gündoğmuş escort ibradı escort kaş escort kemer escort kepez escort konyaaltı escort korkuteli escort kumluca escort lara escort manavgat escort muratpaşa escort serik escort alanya escort Eskişehir escort Gaziantep escort Şahinbey escort Nizip escort Şehitkamil escort İstanbul escort Merter escort Nişantaşı escort Şerifali escort Maltepe escort Sancaktepe escort Eyüpsultan escort Şişli escort Kayaşehir escort Büyükçekmece escort Beşiktaş escort Mecidiyeköy escort Zeytinburnu escort Sarıyer escort Bayrampaşa escort Fulya escort Beyoğlu escort Başakşehir escort Tuzla escort Beylikdüzü escort Pendik escort Bağcılar escort Ümraniye escort Üsküdar escort Esenyurt escort Küçükçekmece escort Esenler escort Güngören escort Kurtköy escort Bahçelievler escort Sultanbeyli escort Ataşehir escort Kağıthane escort Fatih escort Çekmeköy escort Çatalca escort Bakırköy escort Kadıköy escort Avcılar escort Beykoz escort Kartal escort şirinevler escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Malatya escort Manisa escort Mersin escort Yenişehir escort Mezitli escort Erdemli escort Silifke escort Akdeniz escort Anamur escort tarsus escort Muğla escort Bodrum escort Milas escort Dalaman escort Marmaris escort Fethiye escort Datça escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort Aydın escort Bolu escort Denizli escort Diyarbakır escort Düzce escort Konya escort Kütahya escort Sakarya escort