Enflasyonun, ekonomi literatüründe değişik tanımları yapılmaktadır. Bu tanımlar arasında en yaygın ve en çok kabul gören tanım; enflasyonun, genel fiyat düzeyindeki sürekli artışlar şeklinde ifade edildiği tanımdır.
Bu tanımda dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta bulunmaktadır. İlk olarak; tanım içerisinde geçen genel fiyat düzeyi kavramı, çok sayıda maldan oluşan bir sepetin fiyatını (enflasyon sepeti ve bu sepetteki malların ortalama fiyatı) temsil etmektedir. Dolayısıyla, bir ya da birkaç malın fiyatında meydana gelen artışlar enflasyon olarak kabul edilmemektedir. Enflasyondan söz edebilmek için, fiyat artışlarının mal ve hizmetlerin genelinde meydana gelen artışlar olması gerekmektedir. İkinci olarak; tanım da sürekli bir artıştan bahsedilmektedir. Bu nedenle fiyat artışları genele yansıdığı halde, bir defalık ya da kısa dönemde meydana gelen geçici artışlar olarak gerçekleşmiş ve sonra yeniden durağan bir hal izlemişse enflasyondan söz edilmemektedir.
Enflasyon, talep enflasyonu (mal ve hizmet sunumunun eksik kaldığı , arzın talebe yetişemediği durum) ve Maliyet enflasyonu olarak ikiye ayrılmaktadır. Türkiye’de şu anda kanımca Maliyet enflasyonu yaşanmaktadır. Maliyet Enflasyonu; toplam talepte herhangi bir artış olmaksızın veya emeğin verimliliğinde bir artış olmaksızın üretimde kullanılan girdilerden herhangi biri veya birkaçında meydana gelen artışlar sonucunda ortaya çıkan enflasyondur. Maliyet enflasyonunun nedenleri olarak, üretim faktörleri piyasasında, rekabetin bozulması sonucunda girdi fiyatlarının yükselmesi; işçilerin iş gücü verimliliğinin üzerinde ücret alması; bazı girdilerin ithal edildiği ekonomilerde, ithal girdi fiyatlarının çeşitli nedenlerle artması ve firmaların daha yüksek kar elde etmek amacıyla fiyatları arttırmak istemeleri sayılabilir.
Hiperenflasyon ise; Akademik literatürde benimsenen görüşe göre, ‘’ aylık enflasyon oranının % 50 yi aşması ‘’ durumunda hiperenflasyondan bahsedilebilir.
TCMB Terimler sözlüğü ; yıllık enflasyon oranının % 200'ü aşması durumunda ‘’ hiperenflasyon ‘’ yaşandığını ifade ediyor. TCMB göre, Örnek vermek gerekirse ; 01 OCAK 2022'de 100 TL ye satın aldığınız bir ürün için, artık en az 300 TL ödüyorsanız ‘’ hiperenflasyon ‘’ yaşanmış oluyor. Kısaca , bir yıl içinde (12 ay boyunca ) enflasyon oranı eğer, resmi kurumlarca bile ( mesela TÜİK ) % 50 ve üzerinde hesaplanan bir aylık enflasyona sahip bir Ülkede rahatlıkla HİPERENFLASYON'dan bahsedilebilir. Herkes bir kenara not etsin, 2022 yılının Şubat ayı enflasyonu TÜİK tarafından % 54,44 olarak deklare edildiğine göre, yıl sonuna kadar eğer bu şekilde devam ederse, Türkiye’de 2022 yılında Hiperenflasyon gerçekleşmiştir diyebiliriz.
Amerika John Hopkins Üniversitesi Profesörlerinden, Steve Henke, Türkiye’deki ekonomik gidişatla ilgili olarak vermiş olduğu demeçte, Hiperenflasyonu izah ederken; Aralık 2021'de 100 TL ye satın aldığınız bir ürünü OCAK 2022 boyunca en az 150 TL'ye almanız durumunda hiperenflasyon yaşanmış olacağını söylüyor.
Yine 2 ay öncesine gidersek eğer, dünyanın en büyük bankası olan JP MORGEN, Türkiye için 2022 yılı enflasyon tahminlerini açıklamış ve Enflasyonun Mayıs 2022'de % 55 seviyelerini görerek ‘’ TEPE ‘’ yapmasını beklediğini açıklamıştı.
Bu açıklamalar tabi içimizi bir nebze rahatlatsa da , TÜİK tarafından Mart başında açıklanan Enflasyon oranı % 54,44 olmuştur. JP MORGAN’ ın tahminlerini iki ay önce gerçekleştirmekle birlikte, Türk halkının güvenini kazanan ENAG ise enflasyonu % 123,80 olarak açıklamıştır. Herkes, kendi yaşanmışlıklarını dikkate aldığında YORUMU sizlere bırakıyorum.