ADD Gebze 23 Nisan’ı Ankara’da Kutladı.
ADD Gebze 23 Nisan’ı Ankara’da Kutladı.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tüm yurtta coşkuyla kutlanırken ülke genelinde örgütlü tüm Atatürkçü Düşünce Dernekleri önce Ankara ATO Kongre Merkezine ardından Anıtkabir'e aktı.
Kocaeli’ndeki tüm şubeler gibi Atatürkçü Düşünce Derneği Gebze Şubesi de 23 Nisan -Yeniden Atatürk Cumhuriyeti- Ankara Buluşmasına katıldı. Ankara Ticaret Odası Kongre Merkezinde saat 11.30 da gerçekleşen ilk ADD Şubeler buluşması 8 Binin üzerinde katılımla muhteşem bir program gerçekleşti. Büyük coşkuya sahne olan ADD şubelerinin ATO buluşması sırasında bir konuşma yapan Genel Başkan Mustafa Hüsnü BOZKURT, YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ MANİFESTOSU okudu
Hüsnü Bozkurt’un okuduğu Manifesto Şöyle:
"ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ MANİFESTOSU"
Zafer’in 100. yılından, Cumhuriyet’in 100. yılına ilerler ve bir seçime giderken; Demokratik Kitle Örgütlerinin katılmasını umduğumuz, Siyaset Kurumunun dikkate almasını beklediğimiz, Ulusumuz’un da desteklemesini dilediğimiz ÇAĞRIMIZDIR.
AZİZ MİLLETİMİZ!
Her karışını kanlarıyla sulayarak VATAN yaptıkları bu topraklar üzerindeki bağımsızlık ve egemenliğimizi Lozan’la dünyaya tanıtan KEMALİST DEVRİMCİLER, akıl ve bilimden koptuğu için çökmekte olduğunu gördükleri, cepheden cepheye koşarak kurtarmaya çalıştıkları, yıkılışını tarifsiz acılarla yaşadıkları devletlerinin enkazı üzerinde, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” düsturuyla kurdukları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hamuruna bir MAYA kattılar. O mayanın adı NAMUS’tu! Devletimizin hamurunu çürümekten koruyan NAMUS MAYASI’nın eksilmesine izin verilmemelidir.
Çok kutuplu yeni bir DÜNYA DÜZENİ oluşurken; barış, huzur ve topyekûn kalkınma için, bu toprağın insanlarının kadın erkek birlikte yarattığı, başarısı kanıtlı, bütün ilke, eser ve politikalarıyla dünyaya örnek olmuş ATATÜRK CUMHURİYETİ en doğru yoldur, YENİDEN o yola girilmelidir.
ATATÜRK CUMHURİYETİ; Aydınlanma Devrimleriyle toplumu tepeden tırnağa değiştiren, çağ atlatan, özünde bir KÜLTÜR ve KADIN devrimi, SANAT ve BİLİM özgürleşmesi, bir TÜRK RÖNESANSI’dır. Anadolu’nun binlerce yıllık kültürü ile bütünleşen LAİK CUMHURİYET KÜLTÜRÜ devletimizi bu günlere taşıyan en değerli kazanımımızdır, korunmalıdır.
LAİKLİK; demokrasinin olmazsa olmazı, aklın doğmalara tutsaklıktan kurtularak özgürleşmesi, yurttaşın; fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür birey olmasıdır. Devlet; taş binalar değil, görevli yurttaşlardır ve görevlileri laik bireyler ise laiktir. Laiklik; gölgesinde güvenle yaşadığımız Cumhuriyet Kubbemiz’in kilit taşıdır. Tarihten ders alınmalı, tarikat, cemaat adıyla örgütlenmiş, emperyalizm taşeronu yapılanmalar için yasalar uygulanmalı, Devlette hiçbir Laik Cumhuriyet ve Üniter Ulus Devlet karşıtı kadrolaşmaya izin verilmemelidir.
YARGI; egemenliğin ve Ulusal bağımsızlığın temel unsurudur. Bağımsız olacaktır, ama tarafsız olamaz. Anayasal düzenden yana taraftır. Bir devlet; yargı hak ve yetkisini, hiçbir koşulda başka bir otoriteye ya da devlete devredemez. İktidarların ya da paralel güçlerin emrine girmiş, baskılarla hüküm kuran bir
yargının devletleri felakete sürüklediğinin tarihte örneği çoktur, biri de Osmanlı Devleti’dir. Yargı; kayıtsız, koşulsuz bağımsız olmalıdır. Ulusumuz; 1961 Anayasası’nı esas alan demokratik bir ANAYASA’ya ve Hukukun Üstünlüğü ile Kuvvetler Ayrılığı ilkesine tam bağlı gerçek bir HUKUK DEVLETİ’ne kavuşturulmalıdır.
PARA; bir diğer egemenlik ve ulusal bağımsızlık unsurudur. Üretimden kopmuş, hukuk güvencesi sunamayan, nepotizme, yolsuzluğa, rüşvet ve israfa batmış devletlerin PARASI PUL, YURTTAŞI KUL olur. Üretim artırılmalı, her yurttaşın vergi mükellefi olacağı, her gelir ve harcamasını kayda geçireceği adil bir vergi sistemi kurulmalı, kayıt dışı ekonomi önlenmeli, hakça bölüşüm ve gelir dağılımı adaleti sağlanmalıdır. Merkez Bankası bağımsız olmalı, kamu maliyesi naslar ya da saplantılarla değil, akıl ve bilimle yönetilmelidir.
ATATÜRK’ün “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına TÜRK MİLLETİ denir” tanımı doğrultusunda; ulus olma bilinci ve ulusal birliğimiz güçlendirilmelidir. Emperyalizmin “BÖL YÖNET” taktiği güdümlü Mikro Milliyetçilik ve mezhepçilik tuzaklarına düşülmemeli, federasyon çağrıştıran arayışlara itibar edilmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı mezada düşürülmemeli, siyasi beklentilerle dağıtılmamalıdır. Uluslaşamamış, Ulus Devlet olamamış Irak, Suriye, Libya, Ukrayna gibi uzak yakın bazı komşularımız dahil, bir çok devletin nasıl ezilen çimen oldukları iyi değerlendirilmeli,
ÜNİTER ULUS DEVLETİMİZ gözümüz gibi korunmalıdır.
DIŞ POLİTİKA; “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi ve bölge merkezli karşılıklılık esaslı KEMALİST felsefeyle yürütülmelidir. Atatürk’ün; Sadabad ve Balkan Paktları, Montrö ve Hatay politikaları ile SSCB (Rusya), Orta Doğu ve Avrupa ilişkilerindeki prensipleri hep akılda tutulmalı, uluslararası anlaşmalarda ve büyük devletler siyasetinde bağımsızlığımızı zedeleyecek adımlardan kaçınılmalıdır. BOP, 21. yüzyılın Sevr’idir. Bölgemizi kana bulayan bu emperyal projenin Sevr ile aynı mantıkla hazırlandığı ve ülkemizi bölme amacının haritası ile sabit olduğu görülmelidir. Cumhuriyetimiz antiemperyalist ve tam bağımsızlıkçı KURULUŞ AYARLARI’na dönmeli, TÜRKİYE TÜRKİYE’DEN YÖNETİLMELİDİR!
TBMM’ye neden GAZİ MECLİS dendiği, Devletimizin Büyük Millet Meclisi Hükümeti esası ile kurulduğu, MECLİS’in demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerden oluştuğu dikkate alınarak Meclis iradesini esas alan bir yönetim sistemi kurulması, yürütme erkinin TEK ADAM’a teslim edilmemesi hedefi doğrudur, ancak sonraki iştir. Seçim kapıdadır. Mevcut Anayasamıza göre Türkiye’yi seçilecek Cumhurbaşkanı yönetecektir. Seçmenin; “En iyi ben yönetirim” diyecek ve ikna edecek adaya oy vereceği unutulmamalıdır.
EĞİTİM en önemli sorunumuzdur. Çocuklarımız; öncelikle düşünmeyi, öğrenmeyi, sorgulamayı öğrenmeli, tarikat ve cemaatlerden, hurafe ve dogmalardan uzak tutulmalı, bilimsel bilgi ile eğitilmelidir. 4+4+4 yanlışından dönülmeli, temel eğitim kesintisiz 12 yıl olmalıdır. Parasız LAİK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ ile özgür bireyler yetiştirilmeli, öğretmenlerimiz YENİDEN baş tacı edilmelidir. Öğretim Birliği Yasası’nı yok etme çabalarına, hele 100 yıl sonra yeniden MEDRESE ve benzeri DİYANET AKADEMİSİ türü arayışlara hiç girilmemelidir. Üniversitelerimizin bilimsel ve idari özerkliği tartışmasız demokratik bilim yuvaları olacağı bir Üniversite Reformu yapılmalı, ara eleman yetiştirecek meslek okulları Köy Enstitüleri modeliyle YENİDEN örgütlenmeli, gençlerimiz geleceklerini yurt dışında arama çaresizliğinden kurtarılmalıdır.
SAĞLIK, sosyal devletin temel görevidir. Hastayı müşteri, hastaneyi ticarethane olarak tanımlayan, sağlık çalışanının emeğini sömüren, insan sağlığını küresel kapitalizmin çok uluslu şirketlerinin talanına terk eden neoliberal sağlık politikalarına son verilmeli, Koruyucu Tıp öncelikli Toplumcu Kamusal Sağlık Sistemi YENİDEN kurulmalı, ilaç, aşı ve tıbbi malzeme üretimi yerli kaynaklara dayandırılmalıdır.
KADININ; insan olarak eşitliği temelinde, çalışma hayatının ve sosyal yaşamın içinde olması ile toplumsal özgürleşmenin mümkün olacağı bilinciyle, sadece ailenin değil, uygarlaşmanın da taşıyıcı kolonu olduğunu içselleştiren bir yönetim anlayışı YENİDEN yaratılmalıdır. Eğitim müfredatından başlanarak, medyadan sokağa ve eve kadar, başta kadına ve çocuğa, şiddetin, istismarın her türü sözlüklerimizden çıkarılmalıdır. İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’ne dönülmeli, ÇOCUK ve GELİN sözcüklerinin birlikte kullanılması utancı tarihe gömülmelidir.
İstihdam yaratamayan, Sosyal Güvenlik Sistemini çökerten, sürekli cari açık üreten, dışa bağımlı, emekçisini, emeklisini süründüren, nüfusun % 1-2’si ile Faiz Lobileri’ne çalışan NEOLİBERAL ekonomi politikaları sürdürülemez. Üretimsizlik SEBEP, faiz, enflasyon, işsizlik ve açlık NETİCEDİR. Yüksek teknolojili ürün üretme ve 4 Denge Teorisi (Bütçe, Gelir gider, Dış Ticaret, Kamu Özel Sektör Dengeleri) esaslı KEMALİST KARMA ÜRETİM EKONOMİSİ YENİDEN Devletimizin Ekonomi Politikası olmalıdır. Devlet Planlama Teşkilatı YENİDEN devreye sokulmalı, akılcı planlama ve teşvik politikaları ile kamu ve özel tüm güçlerin katılacağı bir ÜRETİM SEFERBERLİĞİ başlatılmalı, KOOPERATİFÇİLİK geliştirilmelidir. İşsizliğin ücretleri baskılamasına, sermayenin emeği
kâr hırsına kurban etmesine izin verilmemeli, Sınıf Sendikacılığı güçlendirilmeli, “Sigortasız İşçi”, “Çocuk İşçi” gibi kavramlar yok edilmelidir. Bilişim çağı ve sanayi 5.0 kaçırılmamalı, TARIM ve HAYVANCILIK güçlü biçimde desteklenmeli, en zor koşullarda kendini doyuran 7 ülkeden biri olmamızı sağlayan çiftçimizi toprağından koparan politikalara son verilmeli, kamu üretim tesisleri YENİDEN faaliyete geçirilmelidir.
NÜFUSUMUZ ve insan kaynağımız planlanmalıdır. Eğitimsiz kalabalıkların iş gücü ve üretime katılamayacakları, topluma yük olacakları bilinmeli, insanlarımız 3 çocuk yapma, 5 çocuk yapma gibi bilim dışı öğütlerle eğitimsizlik, işsizlik ve yoksulluğa mahkûm edilmemelidir.
MÜLTECİ (Geçici Sığınmacı) sorunu, akıl dışı ırkçılık suçlamalarının sislemesine bırakılmayacak kadar ciddidir. Bu sorunun; demografik yapımızı tahrip ve ülkemizi bölme amaçlı bir emperyal saldırı olduğu görülmeli, gereği yapılmalıdır.
TÜRKİYE; sınırlarını koruyamayan, yurt dışı tek toprağı Süleyman Şah Türbesi’ni terör örgütlerine terk eden, 19 adasındaki Yunan işgalini tepkisiz seyreden, beyzbol sopaları ve mektuplarla had bildirilen, tehditle terörist(!) salıveren, kapılarda bekletilen, tescilli rüşvetçilerce temsil edilen ve İTİBARI saraylarda arayan bir ülke olmamalıdır. TÜRKİYE; büyük doğmuştur, onurlu insanlar ülkesidir, büyüklüğüne layık ve onurla yönetilmelidir.
ORDUMUZ; siyasetin etkisinden arındırılmalı, komuta bütünlüğü YENİDEN sağlanmalı, kendi sağlık, eğitim, yargı ve terfi sitemlerine sahip kılınmalıdır. PARTİ ORDUSU arayışları nafile, sonu hüsrandır. Paramiliter yapılanmalar dağıtılmalı, bireysel silahlanma önlenmeli, halkımızın bütün güvenlik güçlerimize tereddütsüz güveneceği bir düzen kurulmalıdır.
BASIN; Atatürk’ün “Basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir.” sözü ışığında ÖZGÜR olmalıdır. Basın organları sahiplerinin tek işlerinin basın olması YENİDEN sağlanmalı, YANDAŞ MEDYA yaratmanın kimseye yararı olmayacağı bilinmelidir.
SİYASİ PARTİLER ve SEÇİM YASALARI demokratikleştirilmeli, lider sultası ortadan kaldırılmalıdır. Anayasa ve yasalarımıza uygun bütün örgütlülüklerin -Örgütlü Toplum olmanın- önündeki engeller kaldırılmalı, hukuk dışı uygulamalarla baskılanmamalıdır. Tırnak boyası ve seçim kurulları dahil, SEÇİM GÜVENLİĞİ tartışılır olmaktan çıkarılmalı, propaganda eşitliği sağlanmalıdır.
ULAŞIM; demiryolu ve deniz ulaşımı öncelikli geliştirilmelidir. Başta ENERJİ, tüm stratejik üretim alanlarındaki korkunç dışa bağımlılığımız en aza indirilmeli, yer altı ve yer üstü kaynaklarımıza, sularımıza, madenlerimize, ormanlarımıza ve çevremize sahip çıkılmalıdır.
Çalışma yaşamından banka ve sigorta sistemine, turizm ve kültürden spor ve sanata, emekli ve yaşlılarımızdan engelli yurttaşlarımıza her alanda uygulanacak ulusal ve akılcı politikalarla insanlarımızın barış, huzur ve güven içinde yaşayacakları bir düzen kurulmalıdır.
Ulusumuz; bütün bunları 100 yıl önce yaptı, doğru önderlik, doğru kadrolar, doğru yol haritası ile bugün de yapacak güçtedir. ULUSUMUZA GÜVENİYORUZ!
Dünyanın en bereketli topraklarında, dünyanın en fedakâr, en çalışkan halkını açlığa mahkûm eden BU DÜZEN DEĞİŞMELİDİR!
Biz Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri, MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ; bilgili olacağız, cesur olacağız, kararlı olacağız, çok çalışacağız, KEMALİZM’in namus sesini bir SİS ÇANI gibi yurdumuzun semalarına asacağız ve milletçe YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ’ni kuracağız.
SÖZ VERİYORUZ!
ATO Kongre Merkezindeki coşkulu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlaması sonrasında saat 14.00 tüm ADD Dernekleri Anıtkabir’de buluştu. Bu buluşma ATO Salonundan daha da kalabalık bir katılımla gerçekleşti. Derneklerin Anıtkabir ziyareti Marşlarla, Andımızın ve Manifestonun okunması, Bando çaldığı marşlar ile çocuklarla, gençlerle birlikte birlik, beraberlik içinde büyük bir coşkuyla 23Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutladı.
Yeniden Atatürk Cumhuriyeti, Tam Bağımsız sloganları ile program son erdi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.